Kent STRATEJİLERİ – 1

Zaman Gazetesinde, Melih Arat’ın Başbakan’a açık mektup,  “Şehir stratejileri” konulu yazısını okurken 2007 yılında ilk kez yapılan Belediyelerden Norm Kadro Uygulaması ve Stratejik Planlama çalışmaları aklıma geldi. Bu süreci oluştururken ve uygularken yaşadığımız deneyimler Melih beyin yazısını destekleyecektir.

Kırşehir Belediyesine yeniden yapılandırma sürecinde yer almak için Özel Sektörden gelen tek kişi olarak bu konulara ilgi gösterdim. İki ayrı üniversiteden konusunda uzman iki Doçent ile bu çalışmaları tamamladık. Mevcut belediye personelinin ilgisiz kalmasına rağmen bazen zorlama ile bazen başkalarının iş yükünü üzerimize alarak norm kadro ile Kırşehir Belediyesinin Stratejik Planını oluşturduk. Stratejik Planlama sürecini bilen biri olarak mutlaka doğru ve uygulanabilinecek plan kavramını çok önemli görmekteyim. Çok doğru yaptığınıza inandığınız bir planın uygulanabilirliği yoksa o plan eksik yapılmıştır.

Kentlerin stratejik planı yapılırken kenti yöneten ve kentin yönetimine inanan tüm paydaşların planın uygulanma sürecinin sorumluluğunu üstlenmeleri gerekiyor. Ama öncelikle inandıkları bir plan olması gerekiyor.

Melih Arat yazısında diyor ki; “Türkiye’de şehirlerimizin stratejik planları var, ama stratejileri yok.” Ve devam ediyor; bundan bir süre önce tüm şehirlerimiz birer stratejik plan hazırladılar; birçoğunu üniversite hocaları ya da danışmanlar yazdı. Yazılan planlar birer strateji olmaktan öte birer iş listesi formundaydı. İş listeleri de elbette önemlidir; yapılacakları bilirsiniz. Ne var ki, strateji ile iş listesi birbirinden çok farklıdır. Teknik ve akademik açıklamalara girmeden söyleyeyim; strateji dediğiniz şey bir iki kelimeyle ifade edebileceğiniz, bir kurum ya da toplumda herkesin bildiği bir şeydir. Şehirler açısından en açık ve net strateji, odaklanma stratejisidir. Her şehir belirli bir konuda uzmanlaştığında bir çekim merkezi olur.”

Melih Arat’ın yukarı stratejik planların hazırlanması ile ilgili yaklaşımına karşı çıkacak kent yada belediye herhalde yoktur. Özel sektörde mükemmel dediğimiz şirketler, stratejik planlarına göre yönetilen kuruluşlardır.

Bu kuruluşlar neden stratejik plan yaparlar ve buna göre yönetir/yönetilirler? Kuruluşun Misyonu ve Vizyonu vardır. Bulunduğu sektörde ulusal, büyükse uluslar arası rakipleri vardır. Kuruluş kazanmak, kar etmek ve daha çok büyümek isteyecektir. Bunları yapması içinde hedefleri olacaktır ve bu hedeflere ulaşmak için iş planları değil, stratejik planları oluşturacaktır. Bu stratejik planlar normal iş planından farklı olarak hedeflere daha kolay ulaşacak özelliklere sahip olmalıdır. İşi bilen kuruluşlar bu süreci bu şekilde yönetmektedirler.

Kentlerin stratejik planları nasıl olmalıdır? 

Yada kentlerin stratejik planlarını sadece belediyeler mi yapmalıdır? ,

Kentler her ne kadar tarafından belediyeler yönetilse de Valilik ve Üniversite gibi direk kentin yönetiminde paydaş olan kurumları bunun dışında tutmamak gerekiyor. Belediyelerin kendi süreçlerine göre hazırladıkları stratejiler diğer paydaşların desteği olmadan uygulanamıyor. Yâda bir kendin geleceğini belirlemek ve kenti o geleceğe göre şekillendirmeye belediye başkanlarının yetkinliği yetmiyor. Belediyelerin hazırladıkları stratejik planları, istisnaları hariç tutarsak genelde belediye başkanlarının hayalleri oluşturuyor ya da belediye başkanının hiç bilgisi olmadan bir plan ortaya çıkıyor.

Oysa kentlerin stratejik planları tamamen tüm paydaşların katılımı ile kentin mevcut durumu ve kentin kaynakları göz önüne alınarak uzun vadeli ve gerçekçi olacak şekilde yapılmalıdır. Her belediye seçiminde iş planı hazırlar gibi stratejik plan yeniden değişmemelidir. Yeni gelen belediye başkanı bir önceki stratejik planı uygulamakla yükümlü olmalıdır. Ancak stratejik planı uygularken iş planlarını değiştirilebilir olmalıdır. Stratejik planı hazırlarken kentin uzun vadede misyonunun ne olacağı belirlenip, kentin marka olacağı alan veya alanlar iyi belirlenmelidir. Marka alanına göre belirlenecek stratejik hedefler daha açık olacağı için planlarda karışıklık ve değişkenlik olmayacaktır. Kenti marka yapacak alan belirlenmeden sadece iş planı tarzında yapılacak planların kente değer katması mümkün olmayacaktır. Marka alanı belirlenirken kentin kaynakları, coğrafyası ve kuvvetli olduğu alanlar iyi tespit edilmelidir.

Bu konuda Melih Arat; “her şehir kendine bir tema seçmeli ve bu temayı en iyi şekilde işlerken tüm şehri de bu konuda yatırım yapmak üzere seferber etmelidir. 81 ile 81 tema lazım. Net, mantıklı ve akıllıca temalar. Amerika’da Las Vegas ya da Los Angeles, akıllı insanların seçimleriyle kendi alanlarında marka olmuşlardır. Bu şehirlerdeki kişi ve kurumlar da şehrin temasına yatırım yapmışlardır. Bir şehrin teması hem başka yerlerden yatırım hem de turizm çeker. Kahramanmaraş’a tekstilin merkezi diye yatırım yapılır; Kapadokya’ya peribacaları için gidilir. Ama Kırşehir’in ya da Çankırı’nın bir teması yoksa bu şehirler kendi yağlarıyla kavrulurlar” diyor.

Buna örnek olarak Kırşehir’i verirsek; Ankara-Kayseri arasında kalan sanayisinin gelişmediği, tarımın belirli ölçüde yapıldığı ve çok çeşitli ürün yetiştirme kapasitesi olmayan bir coğrafyaya sahiptir. Kendi yağı ile kavrulması bir müddet sonra mümkün olmayabiliyor. O zamanda marka olma ihtiyacı oluşuyor. Kapadokya girişinde bir il olması ve kaplıca turizminden faydalanabilecek kaynakları sahip olması ve eğitimdeki kalite ve bağlı olarak sınavlardaki başarısı eğitim alanında marka olabileceğini göstermektedir. Üniversite alt yapısının iyi olması ve üniversite sürecinin başarılı bir şekilde geliştirmesi ile eğitim alanında markasını güçlendirecektir. O halde bu ilin marka alanı kaplıca turizmi ve eğitim olacaktır. Stratejik planlarda bu iki alana yönelik yapılacak ve kentin mevcut durumu ile ilgili olağandışı değişiklikler olmadıysa plan değiştirilmeyecektir.

Stratejik planların uygulaması zorunlu olmalıdır?

Son yıllarda yerel yönetimlerde yapılan değişim ile belediyelerin ve özel idarelerin stratejik plan ve bu plana göre bütçe ve performans planı oluşturmaları zorunlu hale getirilmiştir. Stratejik plan hazırlandığında, bütçe ve performans planı da ilgili dönemde ilgili bakanlıklara gönderilmektedir. Sonrasında ise bunların uygulanıp, uygulanmadıkları ya da uygulanma oranları sorgulanmamakta, sorumluluk belediye başkanlarının inisiyatiflerine bırakılmaktadır. Belediyesinin stratejik planı ya da performans planını merak edip bir kez dahi bakmaya gerek duymayan belediye başkanlarının olduğunu düşünürsek bu sürecin belediye başkanlarına bırakılmasının ne kadar yanlış olduğunu görebiliriz.

Aslında yakın coğrafyalar aynı alanda marka olmak isteyen iller, ulaşım ağı ve illerin kapasiteleri gibi etkenler düşünülerek kentlerin hep bir arada düşünülerek yapılacak ulusal kent stratejik planları oluşturulmalıdır. Kentlerin stratejik planı ve performans planları merkezi bir birim tarafından gözden geçirilmeli ve belediye başkanlarının performansları bu planları uygulama başarıları ile ölçülmelidir. Üzerlerinde bir yaptırım baskısı olmayan başkanlar kendi hayal ya da heveslerini plan diye kentlere dayatabilmektedirler. Binlerce insanların yaşadığı ve geleceği olacağı kentlerin plansız yönetilmesinin cezasını başkanlar değil insanlar çekmektedir.

4 Ekim 2011