Gençlik bir hayat devresi değil bir akıl halidir. Yıllar cildi buruşturabilir, ancak, heyecanların bitişiyle ruh buruşur. İnsan kendine olan güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı, Cesareti kadar genç, korkuları kadar yaşlı,umudu kadar genç, bezginliği kadar yaşlıdır. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir. Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni... Okumaya Devam et →
Sağlık çalışanlarının “Tıp Bayramları” kutlu olsun
Böylesine acı bir günde bayram kelimesi bile çok ağır geliyor. Ancak bu günlerde dahi görevlerini yapmaktan kaçınmayan sağlık çalışanlarının bu günlerini unutmamak gerek. İki yılı geçkin bir süre görev yapmış olduğum Kamu Hastaneleri sürecinde, insanı yaşatmaya ve insanlara daha sağlıklı bir yaşam sunmayı ilke edinen, bu kutsal ve saygın mesleği büyük fedakarlıkla yerine getiren, en... Okumaya Devam et →
Niyet güzel olmalı
Kimi iyi niyet besler, güzel düşüncelere sahip olur. Kimi kötü niyet besler, kötü düşünceler taşır. Kötü niyetli insanların amaçları da kötüdür. Kötü olanlar iyileri, iyiliği, güzeli ve güzelliği hedef yaparlar. Okları vardır, iyi olana karşı kullanırlar. Kötü niyetli hesap yaparlar ama bilmezler ki, Allah'ında bir hesabı vardır. Hesapları tutmadığı gibi attıkları ok'ta hedefi tutmaz. Hz.... Okumaya Devam et →
İnsan kaynakları mezunlarının sesleri duyulmalı!
Lisans hatta yüksek lisans eğitimi alan İnsan Kaynakları mezunlarının, iş bulmak adına sertifika alma çabalarını anlamak lazım. Dört yıl lisans egitiminden aldığın diploma ile iş bulma, 50 saatlik egitimde aldığın sertifika ile iş bulurum umuduna kapıl. Bir yerde terslik var! Egitenmi suçlu, iş verenmi? İnsan kaynakları mezunlarının bir başka sorunu ise kamu personel alımında yok... Okumaya Devam et →
Hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmelisin…
Çocuk, büyükbabasının mektup yazışını izliyordu. Birden sordu : "Bizim başımızdan geçen bir olayı mı yazıyorsun ? Benimle ilgili bir hikâye olma ihtimali var mı ? " Büyükbaba yazmayı kesti, gülümsedi ve torununa şöyle dedi : "Doğru, senin hakkında yazıyorum. Ama kullandığım kurşun kalem yazdığım kelimelerden çok daha önemli. Umarım büyüdüğünde bu kalemi sen de seversin."... Okumaya Devam et →
Hiç
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?” “Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.” Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: “Sen kimsin?” “Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara. “Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca. “Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam. “Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca. “Vezir” demiş adam. “Daha daha sonra ne olacaksın?” “Bir ihtimal sadrazam olabilirim.” “Peki, ondan sonra?”... Okumaya Devam et →
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.