“İnsan insanlar içinde insana hasret yaşar” sözü, bizler için acı ama gerçek bir durumu ifade ediyor. Günümüzde, insanın, kalabalıklar arasında bile insana ihtiyaç duyması, insanlığın ne hale geldiğini gözler önüne seriyor. Bir araya gelmenin kolaylaştığı, sosyal ortamların ve iletişim kanallarının arttığı bir dönemde, yapmacık iletişimler insanları tatmin etmiyor. Güven ve samimiyetin olmadığı, en ufak bir çıkar uğruna insanları feda eden bir yapıda, insanın yeniden tarifi gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz çağ, teknolojik ve sosyal gelişmelerin hızla arttığı bir dönem. Sosyal medya, iletişim araçları ve dijital platformlar sayesinde insanlar her zamankinden daha fazla bağlantı kurabiliyor. Ancak bu bağlantılar, çoğu zaman yüzeysel ve yapmacık kalıyor. Gerçek bir dostluk, samimi bir sohbet ve derin bir bağ kurmak her zamankinden daha zor hale geliyor. İnsanlar, kalabalıklar içinde yalnız hissediyor ve gerçek bir insan arayışı içine giriyor.
Güven ve samimiyetin olmadığı bir ortamda, insan ilişkileri zayıflıyor. En ufak bir çıkar uğruna insanların feda edildiği bir yapıda, gerçek insanı bulmak neredeyse imkansız hale geliyor. Bu durumda, “her insana insan denildiği halde, insanlar içinde insan aranıyor” deniyorsa, aranan insanın tarifi ne oluyor? İşte bu noktada “adam gibi adam” benzetmesi devreye giriyor.
“Adam gibi adam” ifadesi, dürüstlük, güvenilirlik, samimiyet ve erdem gibi değerlerle donatılmış bir insanı tanımlar. Bu ifade, aranan insanın tarifi olabilir. Çünkü “adam gibi adam”, çıkar ilişkilerinin ötesinde, gerçek anlamda güvenilebilecek, samimi ve içten bir kişiyi ifade eder. Bu tür insanlar, bulundukları ortamda fark yaratır, çevresine güven ve huzur verir.
İçinde bulunduğumuz toplumda, insanlığın yeniden tanımlanması gerekiyor. Gerçek bir insan olmanın, güvenilir ve samimi olmanın önemi vurgulanmalı. Yapmacık ve yüzeysel ilişkilerin ötesine geçip, derin ve anlamlı bağlar kurmanın yolları aranmalı. İnsanlar arasında güven ve samimiyetin inşa edilmesi, toplumun genel refahı için hayati öneme sahip.
“İnsan insanlar içinde insana hasret yaşar” sözü, hepimiz için bir uyarı niteliğinde. İnsanlığın ne hale geldiğini gösteren bu söz, bizlere gerçek insan olmanın ve gerçek insanlarla bağ kurmanın önemini hatırlatıyor. Her insana “insan” denildiği halde, insanlar içinde insan aranıyorsa, demek ki insanlık adına yapmamız gereken çok şey var. “Adam gibi adam” benzetmesi, aradığımız insanın tarifi olabilir. Gerçek insanı bulmak ve gerçek insan olmak için, güven ve samimiyet üzerine kurulu ilişkiler geliştirmeli ve insanlığımızı yeniden tanımlamalıyız.
Sevgilerle,
Ekrem Öztürk

Yorum bırakın