Hayat, sorularla dolu bir yolculuk. Ama bazı sorular diğerlerinden daha derin, daha sarsıcıdır. Mandıra Filozofu’ndaki o sahne gibi: “Kaç yaz göreceksin? Peki ya kaç kış kaldı diye kendime sordum”
Bu soru, bir ömür muhasebesi yapmaya, geçmiş ve geleceği aynı masaya oturtmaya davet eder. Geride bırakılan yıllar; anılar, tecrübeler ve çoğu zaman içimizi ısıtan bir nostaljiyle doludur. Ama gelecekte bizi bekleyen mevsimler? Onların sayısı belirsizdir. İşte bu belirsizlik, kalan zamanın kıymetini daha iyi anlamamızı sağlar.
Geride bıraktığımız yıllara baktığımızda, çoğu zaman keşkelerimiz ve pişmanlıklarımız ön plana çıkar.
“Daha fazla zamanım olsaydı, şunu yapardım.” dediğimiz anlar, aslında kaçırılmış fırsatların izlerini taşır. Fakat hayat sadece geçmişin ağırlığından ya da geleceğin endişesinden ibaret değildir.
Belirsiz olan geleceğin korkusuyla değil, o geleceğe anlam katmanın umuduyla yaşamalıyız. Çünkü önemli olan, kaç yıl ya da kaç kış kaldığı değil, o yılları nasıl yaşadığımızdır. Mevlana’nın dediği gibi: “Dün geçti gitti, yarın henüz gelmedi. Bugün bir hediye. Ona sıkı sıkı sarıl.”
Kalan mevsimleri saymaktan çok, onların içini doldurmak için neler yapabiliriz? İşte bu sorunun cevabı, hayatın gerçek anlamını bulduğumuz yerdir. Ömrün derinliği, yaşanan anların değerinde saklıdır. Uzun yıllar yaşamak değil, her anı dolu dolu hissetmek, ömür dediğimiz yolculuğu unutulmaz kılar.
Durup düşündüm: Kaç kışımız kaldığını bilmiyoruz. Ama her kış, yeni bir başlangıç olabilir. Yeni bir dostluk, sıcacık bir sohbet, insanlara dokunan bir iyilik, derin bir anlam… Kalan zamanın sayısından çok, o zamanın ne kadar anlamlı olduğu önemli.
Kaç kış kaldığını düşünmek, aslında bir farkındalığın başlangıcıdır. Bu farkındalık bize, hayatın her anını kıymetli kılmamız gerektiğini hatırlatır. Çünkü en sonunda, hatırlanacak olan şey; ne kadar uzun yaşadığımız değil, hayatımıza ne kadar değer kattığımızdır.
“Kaç kışın kaldığını bilemeyiz. Ama o kışlara derin anlamlar yüklemek bizim elimizde. Öyle dolu yaşamalıyız ki, bir kışlık ömür bile yıllara bedel olsun.”

Yorum bırakın