Hayat Anı Yaşayarak Mutlu Olmak Değildir

“Anı yaşa, mutlu ol” söylemi modern yaşamın popüler mottolarından biri haline gelmiş durumda.
Ancak bu söz, yüzeysel bir yaşam tavsiyesi olmanın ötesine geçememektedir. Yaşam, yalnızca şimdiki andan ibaret bir süreç değildir; geçmişin izleri, bugünün gerçekleri ve geleceğin belirsizlikleriyle şekillenen karmaşık bir döngüdür.
Bu döngü, insanları sürekli mutlu etmeye yönelik bir içerik sunmaz, sunması da beklenemez.

Mutluluk, bir anlık his olarak değerlendirildiğinde, onun sürekliliği garanti edilemez. Bugün mutlu olduğunuz bir durum, yarın sizin için aynı hissi vermeyebilir.
Ayrıca, anı yaşamakla sınırlı bir hayat görüşü, insanın gerçek sorumluluklarından uzaklaşmasına neden olabilir. İnsan, yalnızca kendi mutluluğunu hedefleyen bir varlık değildir; çevresindeki olaylar, geleceğin belirsizliği ve diğer insanlara olan sorumlulukları, yaşamın çok daha derin ve karmaşık olduğunu gösterir.

İnsanın “şimdi ve burada” olma bilinci elbette önemlidir; ancak bu, geçmişin derslerinden ve geleceğin sorumluluklarından kaçmak anlamına gelmemelidir.
İnsan, yaşadığı anda mutluluğu ararken aynı zamanda daha geniş bir yaşam çerçevesini gözetmek zorundadır.
Kendi sınırlarının ötesinde bir sorumluluk bilinci geliştirmesi, hem bireysel hem de toplumsal anlamda daha derin ve anlamlı bir yaşam sürmesini sağlar.

Kısacası, “Anı yaşa, mutlu ol” önerisi kulağa hoş gelse de insan yaşamının derinliklerini ve sorumluluklarını göz ardı eden bir basitlik taşır.
İnsan, sadece kendi anlık mutluluğunu değil, yaşamın döngüsünde daha geniş bir perspektifi de gözetmelidir.
Bu bakış açısı, mutluluğun geçici bir his olmanın ötesinde, yaşamın zorluklarına ve sorumluluklarına karşı bir direnç geliştirme becerisini kazandırır.

Hayat Anı Yaşayarak Mutlu Olmak Değildir” için bir yorum

Kendininkini ekle

Kadriye Bostancı için bir cevap yazın Cevabı iptal et

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑