Yorulduk


Gündemin sürekli değişen rüzgarlarında savrulmaktan, siyasetin bitmeyen kavgalarına tanık olmaktan, her olayın bir tarafında yer almak zorundaymışız gibi hissetmekten yorulduk. Her gün yeni bir kriz, yeni bir tartışma, yeni bir ayrışma…

Sanki her şey, bizi bir şekilde bölmek, kutuplara ayırmak için tasarlanmış gibi. Oysa biz sadece yaşamak istiyoruz, sade ve huzurlu bir yaşam…

Ekmeğin peşinde koşarken kaybolan hayallerimizi düşünüyoruz. Çalışıyoruz, didiniyoruz, ancak hep bir şeyler eksik kalıyor. Ruhumuzun açlığını doyuracak bir şeyleri hep erteliyoruz. Zaman geçtikçe, farkına varıyoruz ki kazandıklarımız, yitirdiklerimizin yerine geçmiyor. Yorgunluk sadece bedensel değil, zihinsel ve duygusal bir çöküş hâline geliyor.

Zamansız kayıplar, ansızın gelen haberler… Sevdiğimiz insanlar birer birer giderken, geride sadece anılar kalıyor. Oysa onlar yaşarken yeterince vakit ayıramadığımız, “Sonra ararım, sonra görüşürüz” diyerek ertelediğimiz o güzel insanlar. Bir gün geldiğinde, o “sonra”nın hiç gelmediğini fark ediyoruz. Hayatın acımasız gerçeğiyle yüzleşiyoruz: Zaman, kimseyi beklemiyor.

Yitip giden değerlerimiz var. Eskiden komşuluk vardı, şimdi yan dairemizde kim oturuyor bilmiyoruz. Eskiden sofralar paylaşılıyordu, şimdi herkes telefonuna gömülmüş, sanal dünyada yalnız. Dostluklar, sevgiler, samimiyetler eskisi gibi değil. Hız çağında her şey anlık, geçici ve yüzeysel…

Oysa tek istediğimiz bir parça huzurdu. Sade, sakin, dingin bir hayat… İnsanların birbirini anlamaya çalıştığı, sevginin maddiyattan üstün tutulduğu, doğanın, sanatın, kelimelerin daha fazla değer gördüğü bir dünya…

Belki de en büyük mücadelemiz, bu kaosun içinde kaybolmadan huzura tutunabilmek olmalı. Çünkü gerçek mutluluk, basit şeylerde gizli. Bir dost sohbetinde, dalından koparılmış taze bir meyvede, sabahın ilk ışıklarında hissedilen serinlikte, içten bir tebessümde…

Belki de bu yorgunluk, huzuru bulmaya giden yolda bir duraktır. Belki de hatırlamamız gereken en önemli şey, bazen durup nefes almak, hayata biraz daha içten bakmaktır.

Yorum bırakın

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑