Ego Büyüdükçe İnsan Küçülür

“Hiçbir insanın ömrü, başka bir insanın egosunu taşıyacak kadar uzun değildir.”
Paulo Coelho

Şurada yaşayacağımız zaman, en fazla yüz yıl… O da her yüz kişiden biri için. Çoğumuz için bu süre daha da kısa. Hayat bu kadar kısayken, birbirimizi kırmaya, üzmeye, yıpratmaya gerçekten değer mi? Birbirimizi yormak, germek, incitmek kime ne kazandırır?

Hayat kısa, yarın belirsiz; ölüm sonrası ise tümden zor ve bilinmez. O halde ne yapmalıyız?
Güzel yaşamalı ve güzel yaşatmalıyız.
Çünkü güzellik paylaşıldıkça büyür, iyilik verdikçe çoğalır.

Ego ise tam tersine bir duvardır: İnsan ile insan arasına örülen, görünmeyen ama hissedilen soğuk bir duvar. Ego, insanın kendi gerçekliğinden uzaklaşıp, kendisini olması gerektiği yerin çok üzerinde görmesidir. Kendini büyütürken, başkalarını küçültme çabasıdır.
Oysa insan büyüklüğünü, başkalarını ezerek değil, başkalarına omuz vererek gösterir.

Egosuna yenilen insan, gerçek sevgiye, dostluğa, kardeşliğe kapılarını kapatır. Oysa hayat, paylaşınca anlamlıdır. Gülümsemeler paylaşıldıkça çoğalır, yükler paylaşıldıkça hafifler. Egoyu beslemek, sadece yalnızlığı büyütür. O yüzden diyoruz ki: Ego büyüdükçe insan küçülür.

Hayatı güzelleştirmek bizim elimizde.
İnsanı insan yapan şey, gösterdiği merhamet, sunduğu anlayış ve kurduğu sağlam bağlardır.
Egoları yükseltmek değil, gönülleri büyütmek esas olandır.
Hayatın belirsizliği içinde bize düşen görev, sevgiyi çoğaltmak, anlayışı derinleştirmek ve birbirimizin omuzlarına umut olmak.

Unutmayalım, zaman hızla akıyor.
Ne gururun, ne egonun, ne de kibrin bir anlamı kalacak.
Sonunda geriye sadece nasıl hissettirdiğimiz ve nasıl yaşattığımız kalacak.

O yüzden, bugünden başlayarak, kendimize ve birbirimize egosuz yaklaşalım. Çünkü dünya, sevginin ve anlayışın var ettiği bir yer olduğunda egosuzluk gerçek anlamını bulacak.

Yorum bırakın

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑