5 EFQM Prensibi

Bugün bir kurumu yönetmek, geçmişteki kadar basit değil. Her gün karşımıza bir belirsizlik çıkıyor; pandemi, ekonomik dalgalanmalar, tedarik zinciri kırılmaları, teknolojinin baş döndüren hızı… Artık hiçbir plan uzun süre geçerli kalmıyor. Bu ortamda geleneksel yönetim alışkanlıklarıyla ilerlemek mümkün değil. Kurumlar da liderler de yeni bir bakış açısına ihtiyaç duyuyor. Bizim EFQM yolculuğumuzda net olarak gördüğüm şey şu:
EFQM Modeli sadece bir model değil; kurumun kendine bakma biçimini değiştiren bir düşünce sistemidir.
Aynı zamanda bir uyarı mekanizmasıdır; güçlü ve zayıf yanları cesurca gösterir, geleceği görmeyi öğretir. Bu kısa yazıda sizlerle, hem kendi tecrübelerimden (Petlas A.Ş. ve Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi) elde ettiğim hem de EFQM’in liderlik anlayışını kökten değiştiren beş temel prensibi paylaşmak istiyorum.

1. Sürdürülebilir Değer Yaratmak

EFQM 2025 Modeli, kârı merkeze koyan geleneksel yönetim yaklaşımını çoktan geride bıraktı.
Artık başarı, tek başına finansal sonuçlarla açıklanabilir bir şey değil.

Sürdürülebilir değer dediğimiz şey;

  • kurumun yarın da var olması,
  • bunu yaparken topluma ve çevreye zarar vermemesi,
  • hatta değer üretmesi demek.

Biz üniversitede sürdürülebilirliği merkeze aldığımızda şunu gördük:
Sürdürülebilirlik, maliyet yada günlük başarı değil; geleceği garanti altına alma yöntemidir.

Kısacası;
Bugünün kârı geçicidir,
Ama sürdürülebilir değer, kurumu ayakta tutan temel güçtür.

2. Hepimiz Bir Ekosistemin Parçasıyız

Bugün artık bir kurumun sadece kendi iç dinamiklerine bakarak başarıyı açıklamak mümkün değil.
EFQM bize şunu öğretti:
Bir kuruluş, çevresindeki tüm sistemlerle birlikte hareket eder.

Buna hükümet politikaları, toplumun beklentileri, ekonomik yapı, sektör dinamikleri, şehir dokusu… hepsi dahil.

Bizim Kırşehir’de gördüğümüz en büyük gerçeklerden biri şu oldu:
Kurumun başarısı, bulunduğu ekosistemi okuyabilme hızına bağlıdır.

Ekosistemi anlamayan kurum, strateji üretemez.
Strateji üretemeyen kurum, geleceğe hazırlanamaz.

3. Bugünün Performansı ve Yarının Dönüşümü

EFQM Modelinin en güçlü tarafı, liderlere zor ama çok gerekli bir sorumluluk yüklemesi:
Hem bugünü yöneteceksin hem de geleceği hazırlayacaksın.

Bu, liderliğin gerçek sınavıdır.

  • Bir yandan günlük işlerin düzgün yürümesi gerekiyor.
  • Diğer yandan “nasıl bir geleceğe hazırlanmalıyız?” sorusu hep masada olmalı.

Birçok kurum bu ikisini ayırıyor ve tam da burada kaybediyor. Biz kendi değerlendirme süreçlerimizde bunu defalarca gördük.
EFQM’in altını çizdiği şey net:
Dönüşümü günlük işlerin dışında bir yere koyarsanız, hiçbir zaman gerçekleşmez.

Bugünü yönetmek yetmez;
Yarını tasarlamak şarttır.

4. Paydaş Algısı Her Şeydir

EFQM’in 6. kriteri olan “Paydaş Algıları” benim en çok üzerinde durduğum noktalardan biridir. Çünkü bu kriter, bize çok kritik bir gerçeği yeniden hatırlatıyor:

Paydaşlarınız sizi nasıl görüyorsa, aslında siz osunuz.

Bazen kurumlar yıllarca uğraşır, raporlar hazırlar, faaliyetler yürütür ama paydaşın algısı farklıdır. O zaman gerçek resim o algıdır.

Bu öğrenciniz olabilir, bir çalışanınız olabilir, bir vatandaş olabilir…
Hepsi ayrı bir aynadır.

EFQM’in söylediği çok basit ama çok güçlü:
Algı, geleceğin en güçlü göstergesidir.

Bu nedenle rakamlar ne kadar iyi olursa olsun, paydaş ne hissediyor diye sormadan gerçek performans görülemez.

5. EFQM Bir Model Değil, Çok Amaçlı Bir Yönetim Aracıdır

Bunu yıllardır her yerde söylüyorum:
EFQM’i sadece bir model olarak gören, modelden yararlanamaz.

EFQM;

  • strateji rehberidir,
  • aynadır,
  • liderlerin göstergesidir,
  • paydaşlar ile bağdır,
  • risk yönetim aracı,
  • dönüşüm motoru,
  • sürdürülebilirlik çerçevesi,
  • kriz radar sistemi,
  • liderlik gelişim aracıdır.

Biz üniversitede bunu bizzat yaşama almaya çalıştık ve her süreçte EFQM ile bağ kurmaya çalıştık.
Stratejik planlamadan paydaş analizine, süreç yönetiminden, ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim) çalışmalarına kadar her alanda EFQM’i bir “ana çerçeve” olarak kullandık.

Ve şunu çok net gördüm:
EFQM, kurumu rotaya sokan bir pusuladır.

Değişim Modelde Değil, Zihniyettedir

EFQM 2025 Modeli aslında kurumlara tek bir soru soruyor:

Geleceğin gerçeklerine hazır mısınız?

Hazır olmanın yolu;

  • sürdürülebilir değer üretmekten,
  • ekosistemi görmekten,
  • dönüşümü ertelememekten,
  • paydaşın algısını önemsemekten,
  • gerçek manada liderlik yapmaktan,
  • ve modeli kendine pusula yapmaktan geçiyor.

Benim yolculuğumuz devam ediyor.
EFQM bana her aşamada yeni bir pencere açıyor.

Peki sizin kuruluşunuz, yada siz bu zihniyet dönüşümüne ne kadar yakınsınız?

Yorum bırakın

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑