Bir kamu kurum yoneticisi : “Bana sadakatle bağlı olanları yükseltmem ve bana başkaldıran hainleri ise kurumdan atmam için ilgili makamların tam desteğini almış yoneticiniz olarak artık bana en küçük bir yanlış yapanı asla affetmeyeceğimi bilmenizi istiyorum.
Dinimiz İslam’da da emrolunduğu üzere yöneticilere itaat farzdır hükmü gereğince sizi yönetmeye muktedir olan yoneticiniz olarak sizden artık tam itaat istiyorum. Tam itaatle ve sadakatle bana bağlı olanları ödüllendirip terfi ettireceğim” açıklaması yapmış.
Öncelikle, 40 yılı aşkın bir iş yaşamı deneyimine sahip; insan kaynakları, stratejik yönetim ve kurumsal yönetim sistemleri alanlarında uzun yıllardır çalışan, EFQM yaklaşımını benimsemiş ve her şeyden önce insanı merkeze alan bir yönetim anlayışına sahip biri olarak söz konusu yöneticinin ifadelerini dikkatle değerlendirdim.
Bu değerlendirme sürecinde; liderliğin yalnızca yetki kullanımıyla değil, değer üretimiyle; kurumsal gücün ise korku ve itaate dayalı söylemlerle değil, güven, liyakat, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle inşa edilebileceği gerçeğini esas aldım. Yönetim sistemlerinin özü; bireyleri bastırmak değil, potansiyellerini açığa çıkarmak, kurumu kişilere bağımlı kılmak değil, sürdürülebilir bir yapı hâline getirmektir.
Bu bakış açısıyla, ilgili duyuru metnini; kişisel bağlılık, mutlak itaat ve tehdit algısı oluşturabilecek ifadelerden arındırarak, kurumsal yönetişim ilkeleri, etik değerler, mevzuata uyum ve performans esaslı bir anlayış çerçevesinde yeniden ele aldım.
Benim düzenlediğim ve kurum yöneticisinin olması gereken açıklaması: Kurumumuzun stratejik amaç ve hedeflerine ulaşabilmesi; değer temelli bir yönetim anlayışıyla, akademik ve idari süreçlerin etkinlik, şeffaflık ve sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesine bağlıdır. Bu yaklaşım; ortak değerlerimiz, yürürlükteki mevzuat ve kurumsal etik ilkelerle tam uyum içerisinde hareket edilmesini zorunlu kılmaktadır.
Çağımızın öngördüğü liderlik anlayışı doğrultusunda, kurumumuzun üst yöneticisi olarak temel beklentim; tüm çalışanlarımızın görev, yetki ve sorumluluklarını açık biçimde bilmesi, bu sorumlulukları mevzuat ve kurumsal standartlar çerçevesinde yerine getirmesi ve kurumumuzun stratejik hedeflerine değer katan bir çalışma kültürünü içselleştirmesidir.
Kurumsal değerlere bağlılık, iş birliği, katılımcılık, sorumluluk bilinci ve yüksek performans sergileyen çalışanlarımız; liyakat ve objektif performans kriterleri esas alınarak desteklenecek, başarıları tanınacak ve sürekli gelişimleri teşvik edilecektir. Modern yönetim yaklaşımının temel unsurlarından biri olan adil ve tutarlı yönetim anlayışı gereği; görev ve sorumluluklarını ihmal eden, kurumsal ilkelere ve mevzuata aykırı davranışlarda bulunanlar hakkında ise ilgili yasal ve idari süreçler şeffaflıkla işletilecektir.
Kurumumuzu güçlü, öğrenen ve sürekli iyileşen bir kurum kimliğiyle geleceğe taşımak; ancak ortak akıl, karşılıklı güven, hesap verebilirlik, etik duruş ve kurumsal disiplin anlayışının birlikte yaşatılmasıyla mümkündür. Tüm personelimizin bu bütüncül yönetim anlayışıyla hareket edeceğine olan inancım tamdır. Saygı ve sevgilerimle…
Ekrem Öztürk 
Yorum bırakın