Liderlik Emretmek Değil, Değer İnşa Etmektir


Bir kamu kurum yoneticisi : "Bana sadakatle bağlı olanları yükseltmem ve bana başkaldıran hainleri ise kurumdan atmam için  ilgili makamların tam desteğini almış yoneticiniz olarak artık bana en küçük bir yanlış yapanı asla affetmeyeceğimi bilmenizi istiyorum.Dinimiz İslam'da da emrolunduğu üzere yöneticilere itaat farzdır hükmü gereğince sizi yönetmeye muktedir olan yoneticiniz olarak sizden artık tam itaat... Okumaya Devam et →

Görünmeyen Ama Bizi Tanımlayan Kimlik, Dijital İzimiz


Artık insanlar günlerinin büyük bir bölümünü internette geçiriyor. Eskiden bir yerde bulunmak, oradan geçmek iz bırakmak için yeterliyken; bugün bu izleri ayaklarımızla değil, ellerimizle, gözlerimizle ve sesimizle bırakıyoruz. Yazdığımız bir yorum, baktığımız bir video, söylediğimiz bir cümle… Hepsi dijital dünyada kalıcı birer iz hâline geliyor. Dijital dünyada her geçen gün daha fazla zaman geçiriyoruz. Sosyal... Okumaya Devam et →

Sadece İlham Veren Değil, Alan Açan Liderlik


Liderlik çoğu zaman “Bu iş böyle yapılır, izle” yaklaşımıyla başlar. Çalışanlara süreci tarif etmek, adım adım göstermek öğreticidir; fakat sınırlıdır. Çünkü bu yaklaşım, çalışanların kendi yollarını keşfetmesine değil, başkasının izini takip etmesine yol açar. Oysa gerçek liderlik, yalnızca yol göstermeyi değil, yol açmayı gerektirir. “Sana ne yapabileceğini göstereyim” diyen liderler, çalışanlarına fırsatlar sunar, engelleri kaldırır,... Okumaya Devam et →

5 EFQM Prensibi


Bugün bir kurumu yönetmek, geçmişteki kadar basit değil. Her gün karşımıza bir belirsizlik çıkıyor; pandemi, ekonomik dalgalanmalar, tedarik zinciri kırılmaları, teknolojinin baş döndüren hızı… Artık hiçbir plan uzun süre geçerli kalmıyor. Bu ortamda geleneksel yönetim alışkanlıklarıyla ilerlemek mümkün değil. Kurumlar da liderler de yeni bir bakış açısına ihtiyaç duyuyor. Bizim EFQM yolculuğumuzda net olarak gördüğüm... Okumaya Devam et →

Karakter Varsa, Kariyer Vardır!


Karaktersiz bir kariyerin ne kadar değersiz olduğunu biliyoruz.Ancak son zamanlarda çevremde yaşadığım örnekler, bu konuyu yeniden düşünmeme neden oldu.Kariyeri tek hedefi haline getirip, karakteri geri plana atan insanların sayısı giderek artıyor.“Kariyer için her şeyi yaparım” diyen çok insan tanıdım. Bunlardan biri, yıllar önce yanımda staj yapan genç bir öğrenciydi.Ona kariyerin karakterle birlikte yürünmesi gereken bir... Okumaya Devam et →

Türk Futbolunda Çöküş: Artık Skor Değil, Vicdan Arıyoruz


“Bu ülkede artık bir maçın sonucu değil, sonucunun temizliği tartışılıyor.” Türkiye Futbol Federasyonu’nun açıkladığı veriler, Türk futbolunda belki de tarihin en ağır güven bunalımını gözler önüne serdi. Üst klasmanda görev yapan hakemlerin on binlerce kez bahis oynadığı, bir hakemin tek başına 18.227 kez bahis işlemine girdiği, onlarcasının kendi klasman maçlarına bahis yaptığı ortaya çıktı. Bu... Okumaya Devam et →

Diplomalı Cahillik


Geçen yıllarla birlikte kazanılan deneyim ve biriken bilgi, insanın eğitime ve okumuşluğa bakışını da değiştiriyor. 40 yılı aşkın iş yaşamımın bana kazandırdığı perspektifle bugün çok daha net görüyorum ki, eğitim dediğimiz şey yalnızca dersliklerde verilen teorik bilgilerden ya da sonunda alınan diplomadan ibaret değil. Kişinin benliğini dönüştürmeyen, ahlakını beslemeyen, düşünme biçimini geliştirmeyen bir eğitim; adının... Okumaya Devam et →

Benim Dijital İzlerim


Uzun zamandır birlikte çalıştığım ChatGPT’ye bir gün sordum:“Benim bütün yazdıklarıma, sorduklarıma, katkı verdiklerime bakınca nasıl bir Ekrem Öztürk göstergesi görüyorsun?”Bir ekranın arkasından beni tanımaya çalışan bir yapay zekâ ne derdi acaba? Ekrem bey, bu çok anlamlı bir soru — çünkü bir insanın “dijital ayak izinden” görünen hali, gerçekte kim olduğunu tam anlatmasa da, zihinsel ve... Okumaya Devam et →

Elinde Olanı Küçümsememek


Elinde Olanı Küçümseme; Bir Zamanlar Buna Sahip Olmayı Dilemiştin...İnsanoğlu, sahip olduklarına zamanla alışma ve bu değerleri kanıksama eğilimindedir. Hayatımızda bir dönem uğruna çaba harcadığımız, rüyasını kurduğumuz veya dualarımızda yer verdiğimiz bir şeye sahip olduğumuzda, onun ilk günkü heyecanı ve parlaklığı çoğu zaman yavaş yavaş azalır.Oysa bu söz bize, şükretmeyi ve “anlık tatmin tuzağı”na düşmemeyi hatırlatıyor.... Okumaya Devam et →

Z Kuşağının İş Hayatına Bakışı Üzerine


Geçtiğimiz günlerde Habertürk’te dikkat çekici bir haber izledim. Haberde Z kuşağının işverenden talepleri sıralanıyordu: 80-100 bin TL maaş Ücretsiz yemek ve atıştırmalık Haftada 4 gün mesai, 3 gün izin Uyuma alanı Oyun alanı İlk bakışta abartılı ya da gerçeklikten kopuk görünen bu beklentiler, aslında kuşakların iş hayatına bakış farklarını gözler önüne seriyor. Benim kuşağım olan... Okumaya Devam et →

Genç İşsizlik ve “Ev Gençleri” Gerçeği


Haziran 2025 verilerine göre, Türkiye’de genel işsizlik oranı %8,6 olarak açıklanırken, 15-24 yaş grubunu kapsayan genç işsizlik oranı %16,2’ye yükseldi. Yani gençlerde işsizlik oranı, genel işsizlik oranının neredeyse iki katına ulaşmış durumda. Bu tablo bana bir kez daha gösteriyor ki, üniversite eğitimi almak gençlerimiz için tek başına güvenli bir gelecek anlamına gelmiyor.TÜİK verileri de bu... Okumaya Devam et →

Kamu Çalışanlarında Ücret Eşitsizliği


Türkiye’de kamu çalışanları arasında yıllardır devam eden bir tartışma var ve bugünlerde daha fazla gündeme geliyor. İşçi–memur ücret farklılıkları ciddi anlamda tartışılıyor. Aynı kurumda, hatta aynı işi yapan çalışanların maaşları arasında ciddi farklar bulunabiliyor. Memur, işçi, sözleşmeli, kadrolu gibi farklı statüler; ücret, sosyal haklar ve emeklilik imkanlarında büyük uçurumlar yaratıyor. Bu durum çalışanlar arasında adalet... Okumaya Devam et →

Dünyanın En Ünlü 5 Yasası


İnsanlık tarihine baktığımızda, bireylerin düşünce biçimlerini ve kurumların yönetim anlayışlarını etkileyen bazı temel kurallar vardır. Murphy, Kidlin, Gilbert, Wilson ve Falkland yasaları da bu çerçevede sadece bireysel yaşama değil, kurumların yönetim sistemlerine de yön veren evrensel ilkeler arasında sayılabilir. Aslında bu yasalar, yönetim biliminin içinde yol gösterici kurallar olarak değerlendirildiğinde, kurumların mükemmellik yolculuğuna ışık tutacak... Okumaya Devam et →

İnsan Değil Sistem Yönetilir


Yönetim kavramı uzun yıllar boyunca yanlış bir sorunun peşinden sürüklendi: “İnsanı nasıl yönetebiliriz?”Bu sorunun ardında yatan varsayım ise şuydu: Sorun insanda, çözüm ise onu şekillendirmekte.Oysa insanı yönetmeye çalışmak, çoğu zaman yönetimin özünü ıskalamak demektir.Yönetilmesi gereken insan değil, insanla ilgili olanlardır: düzen, ilişki, değer, süreç ve kültür. EFQM  Modeli, bu konuda oldukça net bir duruş sergiler.... Okumaya Devam et →

Hayat Bir Liman İse


"Bir limandır hayat" mı demeli, yoksa "limanlarla dolu bir hayat" mı? İşte üzerine düşünülmesi gereken bir soru.Eğer hayat bir limansa, uğrak alanları karaya mı kayar?Yok eğer hayat limanlarla doluysa, bu durumda bir okyanus mudur? Bu iç içe geçmiş soruların derinliğinde düşünürken, gelin birlikte Yahya Kemal Beyatlı’nın ünlü Sessiz Gemi şiirini okuyalım: Artık demir almak günü... Okumaya Devam et →

İşsizliğin En Acı Sonuçlarından Biri


İşsizliğin belki de en acı ve en ağır sonuçlarından biri, gençlerin yaşamak zorunda kaldığı çaresiz tercihlerdir. Henüz 20-22 yaşında, üniversite mezunu gencecik insanlar… Kimi tarih, kimi işletme, iktisat okumuş; hatta mühendislik mezunu olmuş. Ancak mezun oldukları alanlarda bir gelecek kuramadıkları için, kendi mesleklerinin çok uzağında, sadece geçinebilmek adına marketlerde çalışmak zorunda kalıyorlar.Bu durum özellikle genç... Okumaya Devam et →

Ertelememek Gerek


Her şeyi düzeltebilirmişiz gibi geliyor, değil mi? Bütün küslükleri bir gün bitirebilir, bütün kırgınlıkları bir anda giderebilir, ertelenmiş dostlukları "Hadi" diyerek yeniden başlatabiliriz sanıyoruz. Nasıl olsa daha zamanımız var. Nasıl olsa bir ömür yaşayacağız. Nasıl olsa dünya küçük...Nasıl olsa bir yerde karşılaşırız. Oluru varsa, tesadüfler zaten yolumuzu kesiştirir, öyle değil mi? Nedir ki acelemiz? Derken...... Okumaya Devam et →

Kendini Yetersiz Hissedenlerin Güç Oyunu


Alfred Adler  “aşağılık kompleksi” ve bunun bir savunma biçimi olarak gelişen “üstünlük kompleksi” kavramlarını tanımlamıştır. Temel düşünce şudur:Bir kişi kendini içten içe yetersiz, değersiz, önemsiz hissediyorsa, bu hissi bastırmak ve başkalarına (ve kendine) güçlü görünmek için aşırı bir üstünlük gösterme eğilimine girebilir.Geçmişte aşağılanmış, ezilmiş, yoksunluk çekmiş, küçümsenmiş ya da sevgiden mahrum kalmış bireylerde bu durum... Okumaya Devam et →

Rakamlar İnsanı Büyütmeye Yetmeyebilir


Modern çağın hızıyla savrulurken, çoğumuzun kendine sormadığı önemli bir soru var: Gerçekten yetişkin miyiz? Yoksa sadece yaş alıp, toplumun bize biçtiği "büyümüş insan" rolünü mü oynuyoruz?Ünlü yazar Maya Angelou'nun bu konudaki çarpıcı tespiti, işte tam da bu noktaya parmak basıyor:“Çoğu insan yetişkin olmayı başaramaz. Çünkü bu, gerçekten zor bir iştir. Gerçek şu ki, çoğu insan... Okumaya Devam et →

EFQM Bakışı ile Yönetimde Deneyim ve Güvenin Önemi


EFQM Modeli Perspektifinden Kurum Kültürü ve LiderlikKurumsal mükemmellik yolculuğunda insan faktörünün yeri tartışılmazdır. Özellikle EFQM (European Foundation for Quality Management)  Modeli’nin ikinci kriteri olan “Kurum Kültürü ve Liderlik”, bir kurumun karakterini ve sürekliliğini belirleyen temel unsurlardandır. Bu bağlamda, insan kaynakları yönetiminde deneyim ve güven, hem kültürü besleyen hem de etkili liderliği mümkün kılan iki stratejik... Okumaya Devam et →

Sessiz Kıyamet ve Ortadoğu’da Oynanan Kanlı Tiyatro


Sanki savaşta yokmuş gibi davranıyorlar…Sanki katil İsrail’in arkasında durmuyorlarmış gibi… Sanki Gazze’de yaşlı,  çocuk, kadın ayrım etmeksizin 50 bin insanı İsrail katletmedi.Sanki sadece “düşünüyoruz”, “yarın karar vereceğiz” diyerek dünyayı oyalamıyorlarmış gibi…Ama artık maskeler düştü.ABD ve onun akıl dışı politikalarıyla tanınan eski başkanı Trump, bu gece İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarıyla savaşa fiilen katılmış oldu.Yüzlerce ton... Okumaya Devam et →

Her Şey Göz Göre Göre Geliyor


İsrail, saldırganlığını ABD’nin sağladığı açık himaye ile sürdürüyor. Uluslararası hukuk tanımayan bu katliam makinesi, ancak ciddi ve göze alınmış bir küresel gerilimle durdurulabilir. Ne var ki, ne Körfez ülkeleri ne de diğer Müslüman devletler ABD ile karşı karşıya gelmeye cesaret edebiliyor.Oysa İslam tarihi boyunca bugünkünden çok daha ağır yenilgiler, büyük felaketler yaşandı. Ama o dönemlerde... Okumaya Devam et →

Suret ve Siret


İnsan önce bir yüzle karşılaşır:Bakış, tebessüm, bir duruş...Ve bunlar çoğu zaman etkileyicidir.Ama aldatıcı da olabilir.Çünkü göz, dışı görür;İçi değil.Sonra siret devreye girer.Birinin hâli, sesi, davranışları…Gönül zamanla bir şeyler sezmeye başlar.Ama bu da her zaman yeterli değildir.Zira gönül de bazen yanılır.Yorumlar, eksik anlar, abartır ya da küçümser.Bu yüzden sadece surete bakmak yetersizdir.Sadece sirete güvenmek de.İnsan; zahire... Okumaya Devam et →

Üniversite Diploması mı, Bir Meslek mi?


Yeni mezun ya da genç işsizlerin oranı her geçen gün artıyor.Elbette bu artışın birçok nedeni var. Ancak sebepleri uzun uzun tartışmadan önce, gençlerin mevcut şartlarda nasıl bir yol bulabileceklerine odaklanmak daha anlamlı olacaktır.Bugünün gençlerinin öncelikli olarak bir meslek ya da sanat öğrenmeleri gerekiyor.Fakat ne yazık ki “kolay” ya da “temiz iş” kavramları çerçevesinde şekillenen iş... Okumaya Devam et →

Geleceğin İnsanı Kim ?


Üniversitemiz Yönetim Bilişim Topluluğu tarafından ÜNİDES kapsamında düzenlenen “Yeni Dünyanın İnsanı Kim?” başlıklı söyleşinin İletişim oturumunda, değerli hocalarımız Prof. Dr. Ayfer Şahin ve Prof. Dr. Dilek Genç Tanırım Kurt ile bir aradaydık.Yeni dünyanın birey profili, dijital dönüşümün insan üzerindeki etkileri ve geleceğe dair öngörüler üzerine verimli ve ilham verici bir sohbet gerçekleştirdik.Katkı sunan, emeği geçen... Okumaya Devam et →

Türk Dünyası Üniversiteler Arası Kalite İttifakı Programı Deneyim Paylaşım Etkinliğine Katıldım


Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) desteğiyle ve Bakü Devlet Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Türk Dünyası Üniversiteler Arası Kalite İttifakı Programı Deneyim Paylaşım Etkinliğini başarıyla tamamladık. Etkinlik, Türk dünyasındaki yükseköğretim kurumlarının kalite yönetimi alanında iş birliği, bilgi paylaşımı ve sürdürülebilir gelişim vizyonuyla bir araya gelmesini sağladı. Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi olarak; EFQM Mükemmellik Modeli,... Okumaya Devam et →

Nitelikli Çalışanı Vasat Davranışlarla Bitirmek


Bir kurumun en büyük sermayesi, yetkin ve motivasyonu yüksek çalışanlarıdır. Ancak bu çalışanların enerjisini tüketmenin en kestirme yollarından biri, vasatlığı tolere eden bir iş ortamı yaratmaktır. Liyakat yerine yakınlık ilişkilerinin tercih edildiği, adaletin değil ayrıcalığın hüküm sürdüğü yapılarda, nitelikli çalışan zamanla ya sessizliğe gömülür ya da kapıyı sessizce kapatır. Aslında sorun sadece kişisel değil, kurumsal... Okumaya Devam et →

EFQM Modeli Eğitimi Verdim


Bugün, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Öğrenci Kalite Elçileri'ne EFQM Modeli eğitimi verdim. Bu süreçte değerli hocam Songül Demirkan'ın iletişim ve liderlik eğitimi ile bir araya gelerek iki eğitimin birbirini tamamladığını görmek çok kıymetliydi. EFQM Modeli'nde kültür ve liderlik 2. kriter olarak yer almakta ve bu modelde iletişim ile liderliğin çok önemli bir rolü olduğunu biliyoruz.... Okumaya Devam et →

Ego Büyüdükçe İnsan Küçülür


"Hiçbir insanın ömrü, başka bir insanın egosunu taşıyacak kadar uzun değildir."Paulo Coelho Şurada yaşayacağımız zaman, en fazla yüz yıl… O da her yüz kişiden biri için. Çoğumuz için bu süre daha da kısa. Hayat bu kadar kısayken, birbirimizi kırmaya, üzmeye, yıpratmaya gerçekten değer mi? Birbirimizi yormak, germek, incitmek kime ne kazandırır? Hayat kısa, yarın belirsiz;... Okumaya Devam et →

Başarı Hislerle Değil, Disiplin ile İnşa Edilir


Günümüzde hemen herkes başarıyı arzuluyor. Daha iyi bir kariyer, daha verimli bir hayat, daha anlamlı hedefler peşindeyiz. Bu yolda en sık duyduğumuz kavramlardan biri de "motivasyon". Peki, sadece motivasyon yeterli mi? Gerçek başarıyı yakalamak için başka neye ihtiyaç var? Motivasyon, insanı harekete geçiren kıvılcımdır. Bir hedefe odaklandığımızda, içimizdeki o coşku ve istekle daha verimli çalışırız.... Okumaya Devam et →

Anlatmak mı, Susmak mı?


“Birini eleştirmek arzusu duyduğun her seferinde,” dedi bana, “bu dünyadaki herkesin senin sahip olduğun imkânlara sahip olmadığını hatırla.”— F. Scott Fitzgerald İnsan bazen içini dökmek ister. Anlatmak, paylaşmak, anlaşılmak... Ama ne zaman içindeki derinlikleri kelimelere döksen, çoğu zaman soğuk bir duvarla karşılaşırsın. Anlamazlar. Anlasalar da dinlemezler. Dinleseler bile bir garip bakışla “Çıldırmış olmalı,” derler içlerinden.... Okumaya Devam et →

Bugün 23 Nisan ve Benim Doğum Günüm


Bugün...Mevsimlerin en güzeli ilkbahar, ayların en ince duygulusu Nisan. Ve ben, 23 Nisan sabahına “Bugün benim doğum günüm,” diyerek uyandım. Kendime usulca fısıldadım: “Bugün benim doğum günüm...”Bir gün geçti. Ardından günler ay oldu. Aylar yıl, yıllar bir ömre dönüştü.Ve o ömrün içinde ben; bazen çocuk kaldım, bazen kırgın, bazen dimdik...Ama hep “ben” kalmaya gayret ettim.Doğum... Okumaya Devam et →


Yönetmek Değil Güven Vermek Günümüz çalışma hayatında  başarının ölçütü sadece hedeflere ulaşmak, kârlılığı artırmak ya da büyük projeleri tamamlamak değildir. Kurumların sürdürülebilirliği, çalışan bağlılığı ve iş yeri iklimiyle doğrudan ilişkilidir. Bu iklimi ise büyük ölçüde yöneticilerin tutumları ve yaklaşımları belirler. Bu nedenle, bir yöneticinin sahip olması gereken en temel özelliklerden biri güven vermektir. Çünkü ekibine... Okumaya Devam et →

Halden Anlamak


“Halden anlamayanı kendi haline bırak.Zaman ona halini anlatır.”– Neşet Ertaş Halden anlamak...İçinde bin yıllık bir Anadolu irfanı barındıran bu ifade, aslında insan olmanın özüdür. Neşet Ertaş’ın yüreğinden süzülen bu söz, sadece bir nasihat değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesidir. İnsan bazen anlatmak istemez derdini. Anlatamaz. Kelimeler kifayetsiz kalır. İşte o zaman, karşısındaki bir çift gözden... Okumaya Devam et →

Bugün, Yarını İnşa Ettiğiniz Gündür


“Bugün yaptığınız şeyi değiştirmezseniz, yarınlarınızın tamamı düne benzeyecektir.”– Jim Rohn Zaman, sadece arka arkaya gelen günlerin toplamı değildir. İnsan, sadece içinde bulunduğu günden değil; dünden ve yarından da sorumludur. Sorumluluk, zamana yayılmış bir bilinçtir. Çünkü insan, zamanla birlikte değişir, dönüşür ve iz bırakır. Bugünü sadece bir “an” gibi gören, günü yaşayıp geçiren ve "bugün bana... Okumaya Devam et →

Uçurtma Kuyruğuna Bağlı Vedalar


(Yorgunluklar ve Gidenler – 1) Yorgunum...Yarına dair umutlarım tükeniyor.Hayallerim bir bir azalırken, düşüncelerim bile beni yalnız bırakıyor.Terk edip giden zaman, insan ve yaşama dair ne varsa içimden eksiltiyor.Giden gidene derken, tüm gidenleri uçurtma kuyruğuna bağlıyorum. Altı kamışlı, üçgen terazili, parçalı yorgan iplikli bir uçurtma salıyorumuçsuz bucaksız Çerkes meşeliğinin üzerine…Kuyruğunda her bir giden sallanıyor.Sert vuran yel... Okumaya Devam et →

Her Güne Yeni Bir Umutla Başlamak


Dün gece, geçmişi otuz beş yılı aşan bir dostumu ziyaret ettim. Birlikte nice anılar biriktirdiğimiz, dertleştiğimiz, güldüğümüz, hayata birlikte omuz verdiğimiz bir yoldaştı o. Ancak bu kez karşımdaki gözlerde beni tanıyan bir ışık yoktu. Alzaymırın acımasız eli, onun hafızasından sadece detayları değil, adımı da silmişti. Bir insanın yaşam hikâyesinin, daha hayattayken zihninden silinip gitmesi ne... Okumaya Devam et →

Yorulduk


Gündemin sürekli değişen rüzgarlarında savrulmaktan, siyasetin bitmeyen kavgalarına tanık olmaktan, her olayın bir tarafında yer almak zorundaymışız gibi hissetmekten yorulduk. Her gün yeni bir kriz, yeni bir tartışma, yeni bir ayrışma… Sanki her şey, bizi bir şekilde bölmek, kutuplara ayırmak için tasarlanmış gibi. Oysa biz sadece yaşamak istiyoruz, sade ve huzurlu bir yaşam…Ekmeğin peşinde koşarken... Okumaya Devam et →

Erteleme, Ölüm Var…


Her şeyi düzeltebilirmişiz gibi geliyor, değil mi?Bütün küslükleri bir gün sona erdirebilir, kırgın gönülleri bir anda onarabilir, yıllardır ertelenmiş dostlukları "Hadi!" deyip gerçekleştirebiliriz sanıyoruz. Nasıl olsa daha zaman var. Nasıl olsa daha uzun bir ömür yaşayacağız. Nasıl olsa dünya küçük, bir yerde karşılaşırız...Oluru varsa, tesadüfler zaten yaratır yolu, değil mi?Nedir ki acelemiz?Derken...Ölüm giriverir araya.Bütün planları... Okumaya Devam et →

Görmek, Bilmek ve Susmak Üzerine


Bilmek ama anlatmamak, görmek ama sormamak, hissetmek ama belli etmemek, yutmak ama unutmamak… Hayatın içinde, özellikle de güç dengelerinin hassas olduğu ortamlarda, bu dört ilke bir hayatta kalma stratejisi haline gelir. Ama bu, insanın en temel özelliklerinden, yani düşüncelerini seslendirme ve duygularını hissettirme yetisinden uzaklaşması anlamına gelir.Bazen bildiği bir şeyi dile getirmemek, insanın kendini koruma... Okumaya Devam et →

İnsanın En Büyük Rakibi Kendisidir


İnsanın en büyük rakibi kendisidir. Çoğu zaman mücadele ettiğimiz şeyin dış etkenler olduğunu düşünürüz. Oysa bizi en çok zorlayan, aşılması en güç engeller, kendi içimizde var olanlardır. Başarıya, gelişime, gerçek mutluluğa ulaşmamızı engelleyen şey, başkalarının önümüze koyduğu bariyerler değil, kendi zihin dünyamızda inşa ettiğimiz duvarlardır. Vazgeçemediğimiz konfor alanları, bizi güvenli ama sıradan bir yaşamın içine... Okumaya Devam et →

İş Yaşamında Kadın


Yıllarımı insan kaynakları alanına adamış bir profesyonel olarak, kadının çalışma hayatındaki yerini, değerini ve önemini her zaman fark ettim, hissettim ve savundum. Kadının iş dünyasındaki varlığı, sadece bir istihdam meselesi değil, aynı zamanda toplumsal kalkınmanın, sürdürülebilir başarının ve adaletli bir geleceğin temel taşlarından biridir. Kadın, sadece bir çalışan değildir; o, aynı zamanda bir anne, bir... Okumaya Devam et →

Liderlik Tutarlılığı


Kalite yönetimi ve liderlik, kurumların sürdürülebilir başarısı için vazgeçilmez iki temel unsurdur. Ancak bu iki kavramın merkezinde etik değerler ve ahlaki tutarlılık yer almazsa, ne liderlik ne de kalite yönetimi gerçek anlamda başarılı olabilir. EFQM Modeli'nin 2. kriteri olan "Kurum Kültürü ve Liderlik", liderlerin etik davranış ilkelerine bağlı olmasını ve kurumsal kültürde bunu yaygınlaştırmasını bekler.... Okumaya Devam et →

Nitelik Sessiz ise Cehalet Gürültülüdür


Bazı insanlar vardır, az ama öz dostluklara sahiptir. Onları her ortamda, herkesin arasında görmezsiniz. Kalabalıklara karışmaz, popüler olma telaşına düşmezler. Çünkü onların ilgisi; geçici statülerde, makam oyunlarında ya da yüzeysel heveslerde değil, insanın özünde, doğanın dengesinde ve geleceğin anlamındadır. Derin düşünen, farkında olan ve sadece kendi varlığıyla değil, çevresindeki insanlarla, doğayla ve tüm canlılarla ilgilenen... Okumaya Devam et →

Engelleri Aştıran Başarı Hikayesi


Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu'nun paylaştığı videoda, Down sendromu olmasına rağmen göreve hızlı başlangıç yapan Özel Kalem Müdürü Ethem Ay’ın başarı hikayesi bir kez daha gündeme geldi. Başkanımızın “Emeğine, yüreğine sağlık Ethem” sözleri, hem Ethem Ay’a duyulan derin takdiri hem de Tokat halkının Belediye Başkanının hizmet anlayışına olan güvenini açıkça ortaya koyuyor. Ethem Ay,... Okumaya Devam et →

Ünvan Geçicidir, İnsana Bıraktığın İz Kalıcıdır


Hayatta birçok kimliğimiz var: Öğrenci, öğretmen, yönetici, çalışan, danışman, lider…                    Ancak bu unvanların hepsi bir gün değişecek, yok olup gidecek.        İnsan, yaşarken kazandığı unvanlarla değil, geride bıraktığı izlerle anılır.     Bu izleri belirleyen en temel yaklaşım ise adaletli olmaktır. Yıllar boyunca, farklı iş yerlerinde ve çeşitli pozisyonlarda çalışmış biri olarak çok iyi biliyorum ki bize verilen... Okumaya Devam et →

Dostların Sessizliği ve Düşmanların Sözlerinden Acı Olabilir


Bazen sessizlik, kaybolmuş bir bağın, kırılmış bir güvenin, ya da paylaşılamayan bir acının sembolüdür. Dostların sessizliği, sadece bir anlayış değil, aynı zamanda bir uzaklaşmanın, bir kırılmanın, hatta belki de unutulmanın belirtisi olabilir. Hayat, her zaman karşımıza dostlar ve düşmanlar kadar net çıkmaz; zaman zaman dostlar da sessiz kalır, bazen de bu sessizlik, en derin yaraları... Okumaya Devam et →

Yabancı Hakem


Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF), Fenerbahçe-Galatasaray karşılaşmasını yönetmek için yabancı hakem atama kararı, Türk hakemlerine duyulan güvensizliğin adeta finali olmuştur. Bu karar, yalnızca futbol hakemliğiyle sınırlı kalmayıp, çok daha geniş bir güvensizlik sorununun göstergesi olarak değerlendirilebilir.Eğer bugün Türk hakemlerine güvenilmiyorsa, yarın Türk doktorlarına, öğretmenlerine, mühendislerine de mi güvenilmeyecek? Bu anlayış, topluma “Bizim insanımız yetersiz” mesajı vererek,... Okumaya Devam et →

Sorumluluk Sahibi Olmak


Sorumluluk duygusu tam oturmuş bir insan, hayatın her alanında güvenilir bir liman olur. O, sözünün eri olur; verdiği sözü tutar, yapamayacağı şeyler için bahanelere sığınmaz. Zorluk karşısında kaçmaz, çözüm üretir. Sorumluluk sahibi biriyle hayatı paylaşmak, size huzur ve güven verir. Eş/arkadaş olarak sadakati, anlayışı ve desteğiyle yanınızda olur. Komşulukta hakkı gözetir, paylaşmayı bilir. Mesai arkadaşı... Okumaya Devam et →

Mesleki Eğitimde Ahilik İlkeleri ve İnsan Kaynakları Perspektifi


Kırşehir, Ahilik kültürünün doğduğu ve tüm ülkeye yayıldığı kadim bir şehir olarak, günümüz mesleki eğitimi ve iş dünyasına ilham veren tarihi bir mirasa sahiptir. Ancak bu değerli mirasın, günümüzde istenildiği gibi değerlendirilemediğini ve mesleki yaşamda yeterince etkin olmadığını üzülerek görüyoruz. Insan kaynakları yönetimine yıllarca emek vermiş, bulunduğu kentte Ahiliğin kıymetini ve insana bakışını bilen biri... Okumaya Devam et →

Bir Türk Filminde CV Sunumu


https://videopress.com/v/KovP0UYs?resizeToParent=true&cover=true&preloadContent=metadata&useAverageColor=true Belkide sinema tarihinde, ilk "CV sunumu" sahnesinin eski bir Türk filminde gerçekleştiğini biliyor muydunuz?  Bu filmin çekimleri yapıldığı dönemde İnsan Kaynakları Yönetimi veya CV yazma teknikleri henüz bilinmiyordu, ancak karakterlerin kendini tanıtma biçimleri, bugünün iş dünyasına ilham verecek nitelikteydi. Eski Türk filmleri, çoğu zaman masumiyetin ve samimiyetin sembolü olarak karşımıza çıkar. Bu filmlerdeki kahramanlar,... Okumaya Devam et →

Neşet Ertaş’ı Tanımamak, Anadolu’dan Bir Haber Olmaktır


Celal Şengör’ün, Özlem Gürses’in programında “Neşet Ertaş’ı tanımıyorum, hiç duymadım” demesi oldukça şaşırtıcı ve aynı zamanda üzücü bir açıklama. Çünkü Neşet Ertaş, sadece Kırşehir’in değil, tüm Anadolu’nun bağrından kopup gelen, halk müziğiyle evrensel bir ruh yakalamış bir sanatçıdır.Oysa Neşet Ertaş:"Bozkırın Tezenesi" olarak anılır. Bu unvanı kendisine Yaşar Kemal vermiştir.Sazıyla, sözüyle aşkı, acıyı, gurbeti, hasreti ve... Okumaya Devam et →

Hayat Anı Yaşayarak Mutlu Olmak Değildir


“Anı yaşa, mutlu ol” söylemi modern yaşamın popüler mottolarından biri haline gelmiş durumda.Ancak bu söz, yüzeysel bir yaşam tavsiyesi olmanın ötesine geçememektedir. Yaşam, yalnızca şimdiki andan ibaret bir süreç değildir; geçmişin izleri, bugünün gerçekleri ve geleceğin belirsizlikleriyle şekillenen karmaşık bir döngüdür.Bu döngü, insanları sürekli mutlu etmeye yönelik bir içerik sunmaz, sunması da beklenemez. Mutluluk, bir... Okumaya Devam et →

Üniversite Mezunu Bir Genç Kızın  Hikâyesi


Üniversite mezunu bir genç kızın hikâyesi, günümüzün en önemli sorunlarından biri olan mezun istihdamını ve gençlerin iş hayatındaki mücadelesini bir kez daha gözler önüne seriyor. Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünden mezun olacak bu genç kız, bitirdiği kendi alanında bir iş bulamadığı için ailesinin geçimine katkı sağlamak amacıyla ayakkabı tamircisi olan babasının yanında çalışıyor. "Başka bir... Okumaya Devam et →

Mektup


Mektup, bir dönemin en özel iletişim biçimiydi. İnsanların yüreklerindeki tüm duyguları, hasreti, sevgiyi, kaygıyı ve özlemi bir kağıt üzerine işlediği o samimi zamanların adıydı. Telefonların, görüntülü konuşmaların ve sosyal medyanın olmadığı o günlerde, mektup yalnızca bir yazı değil, sevdiklerine uzanan bir köprü, hasretin ve sabrın somut bir temsiliydi. Mektup yazmak, düşünerek, hissederek yapılan bir eylemdi.... Okumaya Devam et →

Ferdi Tayfur


Ferdi Tayfur hakkında o kadar çok şey söyleyebilirim ki, ölüm haberini alınca gecenin bu saatinde ne düşüneceğimi, nasıl hissedeceğimi bilemedim. Ferdi Tayfur, gençliğimizin en önemli sanatçılarından biriydi. Köyden liseye giden bizlerin, duygularımızı ifade edememenin, yazıya dökememenin, sözlerini dile getirememenin sesi oldu. Anadolu insanının belki de sessiz haykırışıydı; duygusal bir çağrı, içli bir feryattı. Sevdiği kıza... Okumaya Devam et →

Yeni Bir Yıla Girerken


2025 yılı, akıl, sağduyu ve özgüvenle hareket edildiği takdirde büyük başarılara imza atılabilecek bir dönemin başlangıcı olmalıdır. Bu yeni yılda dünyada ve çevremizde yaşanan toplumsal olaylardan etkilenmeden, bireysel iyiliğimizi, gelişimimizi, huzurumuzu ve sağlığımızı ön planda tutmalıyız. Ancak, bireysel çabalarımızın yanında küresel sorumluluklarımızı da unutmamalıyız. Ekosistemin korunması, çevresel sürdürülebilirlik, insan hakları ve bireysel özgürlüklerin savunulması, masum... Okumaya Devam et →

Akıl, Fikir ve Ahlak


Toplumda doğru ile yanlışı ayırt etmek, ahlaki değerlere sahip çıkmak ve düşüncelerimizi sağlam temellere dayandırmak, bireysel varlığımızın temel yapı taşlarını oluşturur. Dedikoduya inanmamak ve söylentilere dayanarak karar vermemek, bilinçli bir yaşam sürdürmenin vazgeçilmez unsurlarıdır. Ancak bu değerleri ne kadar sahiplendiğimiz ve günlük yaşantımıza nasıl yansıttığımız, insan olmanın en önemli sorgulamalarından biridir. "Yanlışı alkışlıyorsan, fikrin yoktur.... Okumaya Devam et →

Kısa Bir Hayata Sığan Uzun Bir Çalışma Süresi


Yaş ve çalışma süresine bakınca, bu hikayeyi kısaca özetlemek istedim. Kariyerime başlamam ile 41 yılı aşkın süre boyunca farklı sektör ve süreçlerde liderlik rolü üstlenerek aktif bir çalışma hayatı sürdürdüm. Petlas, Kırşehir Belediyesi, Kamu Hastaneleri, Ahi Evran Üniversitesi, Kent Konseyi ve Kırşehir Spor Kulübü gibi kurumlarda yöneticilik yaparak, insan kaynakları başta olmak üzere EFQM Mükemmellik... Okumaya Devam et →

Zihni Özgür Bırakmak


Bir bilge tanıdık dış gözleme odaklanmıyorsunuz. Zihninizi özgür bırakmışsınız.Ne güzel deyince bu konuda kendimi düşündüm.Ekrem Öztürk olarak yaşamın akışını dikkatle gözlemlemiş, olaylar, insanlar ve toplum dinamikleri üzerine derinlemesine düşünmüş bir birey olarak, özgürlüğün insanın en büyük değeri olduğunu çok iyi biliyorum. Hayat bana, düşüncenin ifade edilmesinin, eleştirel bir bakış açısıyla konuşmanın ve kendi değerlerine sadık... Okumaya Devam et →

Hayatın Çürümesine İzin Verme


Hayat bazen hareketsizlikle sınanır. Sabırlısınız ama beklemiyorsunuz. Özgürsünüz ama seçim yapmıyorsunuz. Müsaitsiniz ama hiçbir şey sizi harekete geçirmiyor. Ne bir talep, ne bir arzu, ne de bir dayatma... Hareketsizlik, bu anlamda, hayatın içinde görünmez bir felaket haline dönüşebilir. Hareketsizlik neden tehlikelidir? Çünkü insan, hiçbir şey istemeden, hiçbir şey beklemeden, hiçbir şeyi dayatmadan yaşamayı alışkanlık haline... Okumaya Devam et →

Umudumuz Cennette


Zaman öyle de geçiyor,Hayat böyle de bitiyor,Ama umudum cennetten.Bildim, lakin söyleyemem;Gördüm, ama izah edemem.Dünya, seninle baş edemem ben.Zaman öyle de geçecek,Hayat böyle de bitecek.E, bitsin, umudum cennetten.Sevdim, kaç kere bilemem;Yaşadım, inkâr edemem.Bıktım, seninle baş edemem ben.Zaman öyle de geçiyor,Hayat böyle de bitiyor,Ama umudum cennetten. Sabah işe giderken bu şarkının sözlerini düşündüm. Zaman geçiyor, hayat bitiyor... Okumaya Devam et →

Kaç Kışım Kaldı


Hayat, sorularla dolu bir yolculuk. Ama bazı sorular diğerlerinden daha derin, daha sarsıcıdır. Mandıra Filozofu’ndaki o sahne gibi: “Kaç yaz göreceksin? Peki ya kaç kış kaldı diye kendime sordum”Bu soru, bir ömür muhasebesi yapmaya, geçmiş ve geleceği aynı masaya oturtmaya davet eder. Geride bırakılan yıllar; anılar, tecrübeler ve çoğu zaman içimizi ısıtan bir nostaljiyle doludur.... Okumaya Devam et →

Geleceğin Becerileri


Geleceğin iş dünyasında bireylerden beklenen yetkinlikler, üç ana başlıkta toplanmaktadır: Birlikte Başarma, Öğrenme, ve Gelişim. Bu başlıklar, bireylerin hem kişisel hem de profesyonel yaşamlarında ihtiyaç duyacakları becerileri kapsamaktadır. Aşağıda bu alanları açıklayarak insan kaynağının geleceği açısından nasıl değerlendirilmesi gerektiğini ele alacağım. 1. Birlikte Başarma Bu başlık, organizasyonel hedeflere ulaşılabilmesi için bireylerin sosyal ve takım çalışmasına... Okumaya Devam et →

Emanet ve Adalet


“Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah’ın size verdiği öğüt ne güzeldir! Allah daima dinleyen ve görendir.” (Nisa Suresi, 58. Ayet) Bu ayet, toplumların temel değerlerini şekillendiren bir ilahi ilkedir. Emanetlerin ehline verilmesi, sadece maddi sorumluluklarla değil, manevi ve idari görevlerle de ilgilidir. Bir toplumu ayakta tutan güven... Okumaya Devam et →

İnsan İlişkilerinde Sınır Koymak


İnsanlar ile olan ilişkilerimiz hayatımızın merkezinde yer alır ve yaşamımızı anlamlandıran önemli bağlar oluşturur. Ancak her insan yada her ilişki bizi beslemez; bazıları yorar, üzer ve enerjimizi tüketir. İşte bu noktada, sınır koymak ve hak edene hak ettiği gibi davranmak bireysel huzurumuzun ve ruhsal sağlığımızın anahtarıdır. Sınır koymak, çoğu zaman yanlış anlaşılan bir kavramdır. İnsanlar... Okumaya Devam et →

Kamu Personelleri ve Liyakat Sorunu


Kamu yönetiminde personel alımı ve görevde yükselme süreçleri, uzun yıllardır tartışmaların merkezinde yer almıştır. Türkiye’de kamu personeli alımını düzenleyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve ilgili düzenlemeler, liyakat ilkesini esas almayı hedeflerken, uygulamada çeşitli sorunlar ortaya çıkmıştır. Özellikle son yıllarda sözleşmeli istihdam, mülakat uygulamaları ve istisnai kadro atamaları gibi yöntemlerin yaygınlaşması, kamu hizmetlerinde nitelik ve... Okumaya Devam et →

Nepotizm


Nepotizm, bireylerin liyakat ve yetkinlik yerine akrabalık bağları veya yakın ilişkiler yoluyla ayrıcalık kazanması durumudur. Her alanda karşımıza çıkabilen bu sorun, yalnızca kamuda değil, kurumsal olmayan özel sektörde ve hatta aile şirketlerinde dahi yaygın bir şekilde görülmektedir. Uzun iş yaşamımda ve farklı sektörlerde, farklı pozisyonlarda o kadar çok nepotizmle karşılaştım ki, bunun insanlar üzerindeki olumsuz... Okumaya Devam et →

Toksik Yöneticilerin Olumsuz Etkileri


Toksik çalışanın iş ortamına olan olumsuz etkisini tartışırken, toksik patron veya yöneticilerin davranışlarını görmezden gelmek, daha büyük sorunları yok saymak anlamına gelir. Her iş yerinde yöneticiler, çalışanların motivasyonu, verimliliği ve kurum kültürünü şekillendiren kilit bir role sahiptir. Ancak bir yönetici toksik davranışlar sergiliyorsa, bu durum yalnızca bireysel çalışanları değil, ekip ruhunu ve organizasyonun genel başarısını... Okumaya Devam et →

Başarı İçin Sağlıklı İş Ortamı


Günümüzde iş dünyasında yetenekli bireyleri elde tutmak, sürdürülebilir başarı için hayati bir gereklilik haline geldi. Ancak, ne yazık ki birçok yetenekli çalışan, toksik çalışma ortamları yüzünden işlerinden ayrılmayı tercih ediyor. Bir iş yerinde toksik kültürün hakim olması; bireylerin motivasyonunu düşürüyor, yaratıcılığını köreltiyor ve en sonunda istifa kararına zemin hazırlıyor. EFQM Modeli'nin,  Kriter 2: Kurum Kültürü... Okumaya Devam et →

Kendin Olmak


Jean-Paul Sartre, "Ben, yalnızca kendim olmak, kendime dayanmak istiyorum. Eğer varlığımı kendi egemenliğim altına alamazsam, yaşamak çok anlamsız bir şey olur" derken, insana kendi kimliği ve bağımsızlığı üzerine derin bir ders sunuyor. Sartre’ın bu düşüncesi, özellikle yeni neslin rehber alması gereken önemli bir nasihat olarak karşımıza çıkıyor. Bugünün gençleri, belki de sosyal medyanın etkisiyle, daha... Okumaya Devam et →

İnsan İnsana Güvenmeli


Gerçekten de insanın, insanlara güvenemeyecek kadar hayal kırıklığı yaşadığı bir dönemi tanımlaması acı verici. Toplumun temeli, karşılıklı güven, destek ve dayanışma üzerine kurulmalıdır. İnsanlar birbirine inanmadığında, sosyal bağlar zayıflar ve yalnızlaşma, güvensizlik gibi olumsuz duygular artar.İnsan, insan için vardır. Bu, varoluşumuzun bir parçasıdır ve birbirimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmekle şekillenir. Desteklemek, anlamak ve güven inşa... Okumaya Devam et →

Fikir, Akıl ve Ahlak


Toplumda doğru ile yanlışı ayırt etmek, ahlaki değerlere sahip çıkmak ve düşüncelerimizi sağlam temellere dayandırmak, dedikoduya inanmamak, söylentiler ile karara vermemek birey olarak varlığımızın temel yapı taşlarını oluşturur. Ancak, bu değerlerin ne kadarını sahiplendiğimiz ve günlük yaşantımıza nasıl yansıttığımız, insan olmanın en önemli sorgulamalarından biridir. "Yanlışı alkışlıyorsan, fikrin yoktur. Eğri ile doğruyu ayıramıyorsan, aklın yoktur.... Okumaya Devam et →

Özgürlük Üzerine


Özgürlük, tarihin her döneminde insan için en önemli bir kavram  olmuştur. Her filozof, özgürlüğü farklı bir pencereden görmüş ve kendi yaşam felsefesiyle bütünleştirmiştir. Bu yazıda, bu görsel ile sürekli karşıma çıkan Platon’dan Sartre’a kadar uzanan düşünürlerin, özgürlüğü nasıl tanımladıklarını ve bu tanımların bizler için ne anlama geldiği üzerine yazmak istedim. İnsanın temel ihtiyacı olan özgür... Okumaya Devam et →

Değişim ve Zeka


Değişim kendiliğinden oluşan bir eylem değildir; aksine, değişimi gerçekleştirmek isteyen bireyin çabasını ve iradesini yansıtır. Albert Einstein'ın "Zekanın bir ölçütü de değişme becerisidir." ifadesi, zekanın sabit bir kapasite değil, dinamik ve uyum sağlayabilen bir yetenek olduğunu vurgular. Bu süreç, bireyin çevresel ve toplumsal koşullara uyum sağlayabilme becerisi ile doğrudan ilişkilidir.Değişim, bireyin aktif katılımını ve isteğini... Okumaya Devam et →

Ertelemeden Yaşamak


Hayatta her şeyi düzeltebileceğimizi düşünürüz. Bütün küslükleri bir gün bitirebilir, bütün gönülleri geri kazanabilir, ertelenmiş dostlukları "Hadi" deyip gerçekleştirebiliriz sanırız. Nasılsa zaman var, nasılsa bir ömür yaşayacağız. Nasılsa dünya küçük ve bir yerde karşılaşırız, öyle değil mi?Ama ölüm, planlarımızı bozar. Barışmadan, dost olmadan sevdiklerimiz gider ve biz de arkasından baka kalırız. Elimizde bir sürü söylenmemiş... Okumaya Devam et →

Netanyahu’nun ABD Ziyareti: Tarihe Kara Leke Olarak Geçecek


Netanyahu'nun Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptığı son ziyareti, tarihe kara bir leke olarak geçecek. Önce Kongre'de ayakta alkışlanarak karşılandı, ardından Elon Musk, Netanyahu'ya Tesla fabrikasını gezdirdi ve birlikte Cybertruck sürdüler. Bu olay, sermaye için katilin, katliamın ve savaş suçlusunun bir önemi olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi. Katiller için öldürülen insanların hiçbir önemi yok. Ortadoğu... Okumaya Devam et →

Duyguların Gücü Çalışma Hayatında Gerçek Motivasyonudur


Jiddu Krishnamurti’nin dediği gibi, "Muazzam bir zekâya, ansiklopedik bilgiye sahip olabilirsiniz; fakat içinizde derin ve güçlü duyguların coşkusu yoksa, kavrayışınız da kokusu olmayan bir çiçek gibidir." Bu sözler, duyguların hayatımızdaki ve özellikle çalışma hayatımızdaki önemini vurgulamaktadır. Peki, gerçekten duygular çalışma hayatında bu kadar mı önemli? Cevap, kesinlikle evet.Motivasyon, bir işi yapma arzusu ve enerjisidir. Genellikle... Okumaya Devam et →

Liderden Yoksun Organizasyonlar


Başarılı bir organizasyonun temelinde liderlik yatar. Liderlik, bir organizasyonu sadece insan ve makina topluluğu olmaktan çıkararak, belirli bir vizyon ve misyon doğrultusunda hedeflerine ulaşmasını sağlar."Liderden yoksun bir organizasyon insan ve makina topluluğundan başka bir şey değildir" ifadesi, liderliğin önemini vurgulayan çarpıcı bir gerçektir.Bu yazıda, EFQM (European Foundation for Quality Management) Modeli çerçevesinde liderliğin organizasyonlar üzerindeki... Okumaya Devam et →

Yorumlamaya Dahi Vaktimiz Yok


Günümüz dünyasında bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolay ve hızlı. Teknolojinin ve internetin sunduğu imkanlarla, aradığımız her bilgiye saniyeler içinde ulaşabiliyoruz. Ancak, bu kolaylık beraberinde bazı olumsuzlukları da getiriyor. Özellikle, derinlemesine düşünme, analiz etme ve yorumlama yeteneklerimizin zayıflaması gibi ciddi bir riski barındırıyor.Artık bilgi, genellikle detaylı açıklamalar ve hazır sonuçlarla birlikte sunuluyor. Bir konuyu anlamak... Okumaya Devam et →

Öğrenmenin Yaşı Yok


Henry Ford, ünlü otomotiv üreticisi ve sanayi öncüsü,  "İnsan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır" demiştir. Bu söz, öğrenmenin ve kendini geliştirmenin önemini vurgulayan bir yaşam ilkesidir. Bu ilke, yaşam boyu süren bir öğrenme sürecini benimsemek gerektiğini bizlere hatırlatır. Öğrenme, hayatın her evresinde ve her ortamında mümkündür. Sadece okullarda veya iş yerlerinde değil, doğada, sosyal ilişkilerde, hatta... Okumaya Devam et →

Kendini Bilmek, Yolun Başlangıcıdır


Yunus Emre’nin “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır” sözü, insana kendini bilmenin ve ilmin asıl amacının kendini tanımak olduğunu hatırlatan önemli bir öğüttür. Bu sözlerde, ilmin ve bilgeliğin en yüce mertebesinin kişinin kendisini tanıması ve anlaması olduğu vurgulanmaktadır.Bu blog yazımda, Yunus Emre’nin bu derin ve hikmet dolu sözlerinin anlamını... Okumaya Devam et →

İnsan İçinde İnsan Aramak


"İnsan insanlar içinde insana hasret yaşar" sözü, bizler için acı ama gerçek bir durumu ifade ediyor. Günümüzde, insanın, kalabalıklar arasında bile insana ihtiyaç duyması, insanlığın ne hale geldiğini gözler önüne seriyor. Bir araya gelmenin kolaylaştığı, sosyal ortamların ve iletişim kanallarının arttığı bir dönemde, yapmacık iletişimler insanları tatmin etmiyor. Güven ve samimiyetin olmadığı, en ufak bir... Okumaya Devam et →

Uluslararası İnsan Kaynakları Günü


Ekrem Öztürk olarak uzun yıllardır, İnsan Kaynakları Yönetimi'nin pekişmesi, yaygınlaşması ve bu alanda bir kültürün oluşması için çaba gösteriyorum. 1990'lı yıllarda başlayan bu çaba, 2020'lerin ortasına geldiğimizde halen devam ediyor ve bu çaba birçok insana katkıda bulunmuş, kültürün oluşmasına fayda sağlamıştır. İnsan Kaynakları Yönetimi'ne inanan biri olarak, İnsan Kaynakları Yönetimi'nin kuruluşlarda etkin olarak uygulanmasının gerek... Okumaya Devam et →

Ülkeler Gençlerin Omuzlarında Yükselir ve Gençlerin Ülküsü ile Yaşar


19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, gençliğin enerjisi ve idealleri ile ülkemizin geleceğe emin adımlarla yürüdüğünü hatırlatan önemli bir gündür. "Ülkeler gençlerin omuzlarında yükselir ve gençlerin ülküsü ile yaşar" anlayışıyla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlerimize duyduğu güven ve inancı bugün bir kez daha yürekten hissediyoruz. Gençlerimiz, ülkemizin yarınları için en büyük umut ve... Okumaya Devam et →

Duygusal Bağlar ve Empati


Her insanın yaşamında zaman zaman karşılaştığı duygusal iniş çıkışlar, aslında insanların birbirine olan bağlılığının ve empatinin bir göstergesidir. Ben de bu duyguları derinden hissedenlerden biriyim. Sevdiklerim ile ilgili en ufak bir rahatsızlık veya olumsuzluk, beni adeta darmadağın eder. Kalbimde bir sızı hissederim, ruhum daralır ve bedenim çöker. Bu durumda, kaderin bir tür karşılığı olduğunu düşünüp,... Okumaya Devam et →

İyilik Yapmak Empati ile Başlar


İyilik, insanlığın en temel değerlerinden biridir ve başkalarına yardım etmek, hem bireylerin hem de toplumun daha iyi bir yer olmasını sağlar. İnsanlar, hayatları boyunca pek çok farklı şekilde iyilik yapma fırsatı bulabilirler. İyilik, empatiyle başlar. Başkalarının duygularını anlamak ve onların ihtiyaçlarını görmek, yardıma olanak sağlar. Empati, toplumda daha derin bağlar oluşturur ve insanların birbirlerine destek... Okumaya Devam et →

Bayram Kutlaması


Üniversite Rektörümüz, Yardımcıları ve Genel Sekreterimiz, Bayram kutlaması kapsamında tüm birimlerimizi ziyaret ederek çalışanların bayramlarını kutladılar.Bu kapsamda çalışma ofisimi ziyaret eden yöneticilerime teşekkür ederim.

Teleferik Kazası ve İnsan Güvenliği


Antalya'daki teleferiğin direklerinden biri yerinden koparak kabine çarptı. Kabinin tabanının kopmasıyla içerisinde bulunanlar metrelerce yükseklikten yere düştü. Kazada kabindeki 1 kişi yaşamını yitirirken 10 kişi de yaralandı. Asılı kalan 24 kabindeki 174 kişinin tamamı başarıyla tahliye edilmiştir. İki gün boyunca canlı yayınlarda kurtarma çalışmalarını takip ettik.   Bir insanımızın hayatını kaybettiği kazaya şükür çekildi ve daha... Okumaya Devam et →

İnsanların Aklı Başına Gelince


İnsanlar aklı başlarına geldiğinde geçmişlerini bir yük olarak hissedebilirler çünkü geriye dönüp baktıklarında, geçmişte yaptıkları hızlı ve düşünmeden verilen kararlar, yanlış adımlar veya hatalarla dolu anılarla karşılaşabilirler. Bu durumda, insanlar kendilerini suçlu veya pişman hissedebilirler ve "Keşke şunu yapmasaydım" veya "Neden böyle davrandım?" gibi sorularla kendilerini sorgulayabilirler. Geçmişteki hatalar ve yanlış kararlar, insanın kendine güvenini... Okumaya Devam et →

Yorulmak Vazgeçmek Değildir


Hayatın zorluklarına karşı aldığımız her nefes, bir deneyimle doludur. Yorulmak, sadece fiziksel bir zayıflık değil, aynı zamanda bir öğrenme sürecinin bir parçası olup süreçte, azim ve dayanıklılık sınırlarımızı zorlar. Yorulduğumuzda, dinlenmek ve içsel bir denge bulmak için bir fırsat doğar. Kalben yorulan biri, kendi sınırlarını anlamış ve bu sınırlar içinde dengeli bir yaşam sürebilmiştir. Yorgunluk,... Okumaya Devam et →

Umursamıyoruz


Kuralsızlığı seviyoruz, boş vermişliğe sığınıyoruz.Umursamıyoruz..!Birşey olmaz diyoruz,olursa olsun diyoruz..!Bu davranışların eğitimlede alakası yok.Yüksekögretimde kalite yönetimi için çabalıyoruz.Kalite bir standardın koşullarını sağlama ölçütü diyoruz.Azda olsa memurdan, Profesöre kadar inanmayan insanlar görüyoruz.Binada yangın tüplerinin son kullanma tarihi geçiyor, yangınmı çıkacak değişmeye gerek yok yanıtını alıyoruz.Araçta emniyet kemeri takmıyor, binada yapılış şartlarına bakmıyor, ürün yada hizmet alırken standartlarını... Okumaya Devam et →

Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bileni anlar


Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip: "Oğlum" der, "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir. Öğrenci elindeki ile... Okumaya Devam et →

Yapamazsan, Olmaz…


Büyük bir heyecan ile beklediğimiz Avrupa Şampiyonasının ilk maçında  Italya'ya kötü bir futbol ile farklı yenildik.Maç öncesi ve sonrası paylaşım ve yorumlara bakınca;- Abartıyoruz (Başarı ve başarısızlığı, Hocayı, Futbolcuyu, hatta maç anlatımını)- Sabredemiyoruz (Herşey bir anda güzel olsun, hep kazanalım diyoruz)- Tesadüflere Inanıyoruz (Başarı sadece futbolda değil, tüm alanlarda olur. Başarı; ahlak, eğitim ve çalışmanın... Okumaya Devam et →

İşsizlik kaygısı yaşadınız mı..?


İşten çıkarılan bir çalışana, "iş akdiniz sona erdirildi" dediniz mi..?Dediğinizde yüz ifadesine baktınız mı..?Bir insana ne iş yapıyorsun diye sorduğunuzda, "işsizim" dediğinde ne hissettiniz..?Bir çocuğun, "babam işsiz" dediğinde, içiniz yandı mı..?Yaşamayan, bilmeyen ve hissetmeyene, "işsizlik" sekiz harften ibaret bir kelime, bilen için önce derin bir iç çekiş, sonrası büyük bir kaygıdır.Ya siz...Bir gün işsizim demeyeceğinizden... Okumaya Devam et →

Ne güzel bir gurur..!


Koronavirüs salgınında geliştirdikleri aşı birçok ülkede kullanılmaya başlayan BioNTech kurucu ortağı ve CEO'su Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci'ye Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı verildi. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Uğur Şahin'e verilen Liyakat Nişanı, başta Türkiye'yi ve Almanya gibi pek çok ulusu aynı anda gururlandırdı.  Çünkü liyakat (uygunluk, yaraşırlık) evrenseldir, uluslarüstüdür.... Okumaya Devam et →

İşsizlik yok, İş begenmemezlik var


İşsizlik yok, İş begenmemezlik var söylemi iyice benimsenmeye başlandı sanırım.Bugün gelen bir iletide, bir işletme sahibi bu söylemi haklı çıkarmaya çalışırken, beni eleştiriyor ve diyorki;Dün cafeye yeni bir garson başladı ve bugün işe gelmedi. Hani yeni mezunlar iş bulamıyor diye sürekli yazıyorsun ya...Lisans Tarih Bölümü mezunu ve günde on saat çalışmanın karşılığında kırk TL vermekle... Okumaya Devam et →

Hastane İnsanları


"Hastane İnsanları" tanımlamasını çok beğendim. İlk kez duyduğumu itiraf etmeliyim. Kamu Hastanelerinde yirmi altı ay kadar İdari Hizmetler Başkanı olarak görev yaptığım sürede, "Hastane İnsanlarını" daha iyi tanıma fırsatı buldum. Hastane sürecinde işin ağır yükünü çekenlerin başında Hekim ve Hemşireler görünse de aslında süreç içinde yer alan, her Hastane çalışanının farklı ve önemli bir rolü... Okumaya Devam et →

Linkedin kullanıcı sınıfları


Yıllarca Linkedin kullanan biri olarak, profilleri kısaca  sınıflandırmak istedim.1. Grup: Patronlar, Ceolar, Genel Müdürler, Üst düzey Danışmanlar ve Üst düzey  kamu yöneticileri ...Sadece paylaşırlar, kendi aralarında beğeni yaparlar. Diğer takipçilerini takip etmezler, beğeni yada yorum yapmaya tenezzül etmezler. İş arayan yada öğrencilerin mesajlarını okumazlar. Neden linkedinde oldukları merak konusudur.2. Grup: Müdürler, Akademisyenler, Danışmanlar, Mühendisler, Uzmanlar,... Okumaya Devam et →

28 Şubat


Bulunduğum kuşak itibari ile yakın tarihe şahitlik ediyorum.1960 darbesinin izlerine, 1974 muhtırasına, 1980 darbesine, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbe girişimlerine şahit oldum. Tüm bu girişimleri kimi alkışlarken, kimi mağdur oldu.Neden, sebep ve sonuçları bilmeden, hep bir tarafa meyilli olmaya alışkın bir millet olarak, kaybedenin aslında hepimiz olduğunu bilemedik. Tarihin bugünü, 28 Şubatta rahmetli Erbakan... Okumaya Devam et →

Çalışanları Statülere Ayırmayın


Bir kaç yıl  önce "Yemekhane kirlenir diye içeri alınmayan ...... işçileri eksi 10 derece soğukta yemek yediler"  haberi hep içimi sızlatır...Kırşehir Belediye sürecinde, temizlik işçilerinin hangi koşullarda çalıştıklarını yakından gördüm. Onlar ile birlikte zaman geçirdim.Onları o kadar iyi tanıyan ve anlayan biri olarak, bu haberde yer alan muameleyi asla kabullenemedim.Statüsünü ve giysisini beğenmeyip işçisini yemekhaneye... Okumaya Devam et →

Open To Work


LinkedIn’in yeni Open To Work özelliği sayesinde kullanıcılar, profillerini eksiksiz olarak doldurduktan sonra iş fırsatlarına açık olduklarını, profil fotoğraflarına ekledikleri yeşil bir çerçeve ile bağlantılarına duyuruyor. Bağlantılarımda bu uygulamayı çok sık görmeye başlayınca bu hususa değinmek istedim.Çalışmaya açık, yada iş arıyorum ifadesini profil resmini ekleyen insanların hızlı artışı karşısında neler hissetiğimizi sorgulamak isterim.Kendi resmime bu... Okumaya Devam et →

2021 Yılına Girerken…


2020 yılını pandemi sürecini yaşayarak, evlerde tamamlıyoruz. Bu dönemde yaşayan çoğu insanın görmediği ve yaşamadığı bir sıkıntılı dönemi kapatıyoruz. Bu geçen sıkıntılı dönem bizleri bir çok yeni alışkanlıklara zorunlu kıldı. Özellikle; uzaktan eğitim ve evden çalışma gibi yeni bir yaşam tarzına alışmak zorunda kaldık. Maske ile yaşam ise bizim toplumun hiç alışık olmadığı ayrı bir... Okumaya Devam et →

Diplomalı Cahillik


Ne zaman söylendiğini bilmediğim bu değerlendirmeyi, bugün daha iyi görebiliyoruz.Insan Kaynakları meslekdaşlarımız bu tespiti belkide en iyi yapanlar olarak, özellikle yeni mezun başvuruları ve mülakatlarda, diplomaların ne kadar boş geldiğini üzülerek görüyorlar.Hızla yeni açılan üniversiterin akademik kadro ihtiyaçları, diğer kurumlarda olduğu gibi liyakattan uzak ve referans ağırlıklı kişilerden karşılaşınca, orta öğretimden eksik eğitimle gelen yüksek... Okumaya Devam et →

KPSS ..?


Dün yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavına (KPSS) Lisan mezunlarından en az 1 Milyon 400 bin adayın girdiği tahmin ediliyor. Her geçen yıl artan sayıda lisans mezunlarının başvurduğu bu sınav, işsiz ve özel sektörden umudu olmayan yada özel sektörde çalışırken iş güvencesi olmayan gençler için bir umut kapısı olmaktan çok öteye de geçmiyor. Her ile açılan... Okumaya Devam et →

Iyi okunması gereken bir resim


Pandemi sürecinde Sağlık Çalışanlarının çabalarına karşılık, Kayıtsız,Vurdumduymaz,İhmalkâr,Sorumsuz,Bilinçsiz,Virüse inanmıyorum,Salgın yok,Bana bir şey olmaz,Maske gereksiz,Sosyal mesafe anlamsız,Pozitif çıktı diye evde mi kalacağım vs. vs. diyen beyinsiz insanlar…Sağlık yönetimi eğitimi alan,Sağlık yöneticiliği yapan,Eşi sağlık çalışanı olan,Çok sayıda sağlık çalışanı ile dostluğu olan bir bilinçli birey olarak; Virüse inanmıyorum deyip atıp-tutan,Maske takmayanlar-takanları hafife alan,Sosyal mesafe kurallarına uymayan,Test sonucu pozitif... Okumaya Devam et →

Linkedin Yardımlaşması


Linkedinde insanlar neden;Birilerini takip eder,Bağlantı kurar,Bağlantı isteklerini kabul eder,Gruplara katılır...?Temel amaç;Paylaşmak,Paylaşımlardan faydalanmak,Yorum veya beğeni ile destek vermek...Bunun yanısıra;Çalışan arayışı,İş arayışı,Staj yeri arayışı...Linkedinde kimler var...?Patronlar,Ceolar,Direktörler,Genel Müdürler,Profesyoneller,Profesörler,Unvanlılar,Unvansızlar,Işi olanlar,İşsiz olanlar,Öğrenciler....Kim, kimi muhatap alır, kimler, kime yardımcı olur...?Çok bağlantısı olan biri olarak;İş arayan,Staj yeri arayan,Darda kalan,Bir fırsat verin diyen insanların isteklerini paylaşıyoruz,Kişilere özelden yazıyoruz,Gerekirse arıyoruz...SONUÇ:Kimsenin arayışı (istisnalar hariç) bir... Okumaya Devam et →

Bugün Benim Doğum Günümdü


Doğum günüm vesilesi ile çeşitli iletişim araçlarından arayarak ve yazarak, kutlama yapan tüm dostlarıma geri dönüş yapamıyorum. Şahsımı önemli görerek, bu günü anlamlı kılıp, kutlama yapan tüm dostlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Tüm güzellikler sizinle olsun…. Mevsimlerin en güzeli olan ilkbaharın en güzel aylarından Nisan ayının 23 sabahında, bugün benim doğum günüm diye başladığım bir günü,... Okumaya Devam et →

Önceliğimiz Salgın Olmalı


Salgın hızla tüm dünyayı olumsuz etkilemeye devam ediyor.Ve bu durum öncelikle insan  sağlığı olmak üzere, barınma ve beslenme başta olmak üzere bir çok olumsuz etkilerini yaşayacağız.Insanlığın tüm enerjilerini salgından korunma, salgını durdurma ve tedavisine harcaması gerekir diye düşünüyorum.Temel gıda başta olmak üzere diğer temel ihtiyaçların üretimi durmadan devam edecek şartların sağlanmasına yönelik çalışmalar devam ederken;Insanlar... Okumaya Devam et →

Emekçi Kadınlar Günü


8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, tüm dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemlerini ve isteklerini dile getirdikleri ve daha çok emekçi kadınların eşit çalışma koşulları, kariyer fırsatlarının sağlanması ve çalışma yaşamında her türlü ayrımcılığın kaldırılmasını talep ettikleri bir tarih olarak kutlanan bir gündür.Ailenin huzuru, gelecek nesillerin emniyet içinde yaşaması, toplumun refah ve... Okumaya Devam et →

Nesli Tükenen bir kuşaktan olmak


Tarif eden, ne güzel anlatmış... Bazen okumasını sevdiğim anlamlı bir yazı... Yazarın kim olduğuna rastlamadım ama kendi kuşağından birinin yazdığını düşünüyorum. Bazen kendi kuşağımın farklılığını anlatırken, bir geçiş döneminin en anlamlı kuşağı derim. Gaz lambası ışığında ders çalışırken, led lamba üreten.... Eşeğe binerken, uçak pilotu olan... Yokluğu, mutluluğa çevirebilen bir pozitif bakışa sahip olan... Mutlu... Okumaya Devam et →

2020 YILINA GİRERKEN…


2020 yılı akıl, sağduyu ve özgüven gösterilirse büyük başarılara imza atılabilecek bir dönemin başladığı yıl olmalı diye düşünüp buna göre kararlar almalıyız. Dünyada ve çevremizde yaşanan toplumsal olaylardan etkilenmeden bireysel iyiliğimizi, gelişimimizi, huzurumuzu, mutluluğumuzu ve sağlığımızı etkileyecek olaylara ve gelişmelere bakmalıyız. 2020 yılını sorgulama yapmak, kendini aramak, keşfetme yolunda çabalamak, kendini bilme ve şeffaflaşma yılı... Okumaya Devam et →

Arda Ayten ve İstiklal Marşımız


Dün Kırşehirde okul çıkış saatinde, Istiklal Marşımız okunurken, okul yanından geçen, özellikle öğrenciler olmak üzere her yaştan insanların, Milli Marşımızı duymazdan gelmelerine çok üzüldüm ve durumu Dr. Gündüz Yücesan abiyle konuştum. "Ne hale geldik" dedim. Bu gece bir yarışmada, İstiklal Marşımız ile ilgili bir soruya cevap verirken, defalarca marşımızın on kıtasını okuyup, doğru cevap veren... Okumaya Devam et →

Neşet Ertaş Anıldı


Sazı ve sözün ustası “Bozkırın Tezenesi” Neşet Ertaş, ölümünün 7. yılında Kırşehir Belediyesi’nce düzenlenen çeşitli etkinliklerle anıldı. "Geleneğin içinde Neşet Ertaş ve Sanatı" adlı panel düzenlendi. Moderatörlüğünü yaptığım Panele, Mehmet Erhan Yiğiter, Bayram Bilge Tokel, Ercan Kesal ve Süleyman Şenel konuşmacı olarak katıldılar. Neşet Ertaş'ın oğlu Hüseyin Ertaş ve Hasan Saltuk da panelde bozlak ustası... Okumaya Devam et →

Değişim Yönetimi


"Ben değişmek istemiyorum. İstediğim hepinizin değişmesi!" Sonra; Değişim girişimleri neden çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanıyor... Acaba neden?... Altın kuralı unutmamak lazım: Sahiplendiremezsen değiştiremezsin! "Değişim yönetimi"ni, "Değişin yönetimi"nden ayıran temel fark budur..

Yeni Yıla Girerken


2019 yılı akıl, sağduyu ve özgüven gösterilirse büyük başarılara imza atılabilecek bir dönemin başladığı yıl olmalı diye düşünüp buna göre kararlar almalıyız. Dünyada ve çevremizde yaşanan toplumsal olaylardan etkilenmeden bireysel iyiliğimizi, gelişimimizi, huzurumuzu, mutluluğumuzu ve sağlığımızı etkileyecek olaylara ve gelişmelere bakmalıyız. 2019 yılını sorgulama yapmak, kendini aramak, keşfetme yolunda çabalamak, kendini bilme ve şeffaflaşma yılı... Okumaya Devam et →

Bugün benim doğum günümdü…


Mevsimlerin en güzeli olan ilkbaharın en güzel aylarından Nisan ayının 23 sabahında, bugün benim doğum günüm diye başladığım bir günü, “bugün benim doğum günümdü” diyerek tamamlıyorum. Bir gün daha geçiyor ve bir günler bir ay, bir yıl oluyor ve bir yaş daha yaşlanıp bir ömrü tamamlıyoruz. Bu özel günde doğum günümü kutlayan yüzlerce güzel insanı... Okumaya Devam et →

İç Tetkik Açılış Toplantısı Yapıldı


İç Tetkik Açılış Toplantısının açılış konuşmasını Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya yaptı. Rektör Karakaya konuşmasında, kalite sürecinin üniversitemizde rutin olarak devam edeceğini ve sürece hep birlikte katkı sağlayacaklarını belirtti. TSE tarafından verilen Kalite Yönetim Sistemi Belgesini almanın üniversitemiz için sevindirici bir durum olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Vatan Karakaya, kalite sürecinde ikinci basamağa adım atacağımızı... Okumaya Devam et →

Kurum Hafızasında Yer Etmek


Bazı insanlar vardır; görev aldığı kurumun sorumluluğunu omuzlarında taşır, yaptığı her işin arkasında titiz bir emek, yılların deneyimi ve derin bir sorumluluk duygusu vardır. Bu insanlar için bir görevi bırakmak sadece kişisel bir karar değildir; ardında bırakacağı boşlukları, aksayacak süreçleri, sekteye uğrayacak yapıları düşünmeden edemezler. Çünkü onlar “bulundukları yeri doldurmak” için değil, “yapı taşlarını ayakta... Okumaya Devam et →

Çalışma Hayatında Kuşaklar


Bulunduğum kuşağı hep şanslı gördüm. Öyleki, gaz lambasından led lambaya, eşeğe binerken jet uçaklara, radyodan her türlü görüntülü ve sesli yayın yapan cihazlara, sarı yapraklı defterlerden tabletlere, kara lastik ayakkabıdan ortopedik ayakkabılara geçiş yapan bizim kuşak ve başka bir kuşak bunları yaşayamayacak. 🙂 ... ve en önemlisi biz çocukken bu günleri hayal edecek bilgi ve... Okumaya Devam et →

Her Sabah Bir Hediyedir


Her güne gülümseyerek sevgiyle başlamalı. Çünkü “her yeni gün, kendi armağanlarıyla gelir.” Uyandığımız her yeni günün sabahında nefes alıyor olmaya şükretmeli. Her gün bize verilen yeni bir hediye, 24 altındır. Ve her gün bundan sonraki hayatımızın ilk günüdür. Her yeni günü bizim günümüz ilan edelim, yeni bir heyecanla, yeni bir istekle sarılalım hayata, güzelliklere. Güzelleştirelim... Okumaya Devam et →

Yeni yılda umutlu olmak istiyorum 


Sevgili dostlarımızla birlikte geçirdiğimiz 2017 yılını bitirmeye hazırlandığımız yılın bu son saatlerinde yeni bir yılı merak ederken umutlu olmayı da istiyoruz.  İyisi- kötüsü, acısı - tatlısı, sevinci - kederi velhasıl her şey ile yaşadığımız bir geçen yılı bitirirken, umduklarımız ile ummadıklarımızı da geride bırakıyoruz.  Dost kazandık, dost kaybettik, sevdik bazen de sevilmedik ama yüreğimizde hep... Okumaya Devam et →

İlk sanat eseri


Fakultemizin misafiri olarak bizleri farklı bir sanat dalı ile tanıştıran Doç.  Dr. Sema Özkan  TAĞI hocam ve  Gazi Universitesi Yüksek Lisans ögrencileri  Cansu Tanbaş, Semiha Kartal ve Ayçin Öneş'e teşekkür ederim.

Zor biliyorum!


Zor biliyorum! Kendimizi düşünmeye, ben merkezli yasamaya alışmışız. Ama empati yapmayı beceremediğimiz sürece hem kendimiz hem de etrafımızdakiler gülümseyemeyecek. Bir insanın yüzündeki mutluluğun sebebi olmak, her türlü maddiyatın ötesindedir. Para kazanırken, insan da biriktirebilmeliyiz. En az bir insanin gününü aydınlatabilmeniz dileğiyle... #ekremozturk

Güzel birşeyler yap kardeşim 


Güzel bir şeyler yap kardeşim. Dünyaya kırk kere gelinmez. Madem yaşıyorsun, sıhhatli nefesler alıyorsun. Bir şey yap. Güzel olsun. Çokmu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör. Veya: Güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse, Güzel bir şeye başla. Herkesin üstesinden geleceği bir şey mutlaka olmalı. O gayretten... Okumaya Devam et →

Rus Edebiyatının Efsane Yazarı Tolstoy’dan, Yaşamınıza Işık Tutacak 18 Tespit


1. "Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar." 2. "Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir, bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin." 3. "Hayat ne gideni geri getirir, ne de kaybettiğin zamanı geri çevirir. Ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın, ya da yaşamadım diye ağlamayacaksın." 4. "İnsanoğlunun değeri bir kesirle... Okumaya Devam et →

Ruhunuz şad olsun, Aziz Şehitler


Kırşehir çok şehit verdi, çok şehidi ebediyete yolcu ettik... Ama, Kırşehir'in son şehidi, askerimiz Tayfun daha derinden etkiledi. Fukara, gariban ana-baba, Tayfun mazlum ve ŞEHİT! Eğitim alamamış, diploma yok, referans olacak adam yok, tutunacak dal yok! Baba inşaat işçisi, Ana Belediyede geçici temizlik işçisi. Aileye bakacak, yuva kuracak iş lazım. Tayfun Kavun, "Sözleşmeli Er" olmayı... Okumaya Devam et →

“Ahlaklı olun, iyi insan olun…”


Cemil Meriç’in diliyle: "Sağcı solcu yoktur, ahlaklı ve ahlaksız insan vardır…" Einstein’ın diliyle: "İnsanları renklerine, cinsiyetlerine, dinlerine, ırklarına göre gruplandırmak yanlıştır… İnsanlar ikiye ayrılır… "İyi insan, kötü insan…" Siz, siz olun: "Ahlaklı olun, iyi insan olun…" #ekremozturk

Ziyaretin kısası makbuldür” 


Daha çok çalışma hayatında kullanılan bir söz olarak kullandığımız ama sık yapıldığında ev ziyaretlerinde dahi hissettirdiğimiz bir durumu anlatır; "Ziyaretin kısası makbuldür" deyimi. Bizim toplumda ziyaret etmek, hal-hatır sormak bir güzel davranış örneğidir. Ziyaret etmek, birini veya bir yeri görmeye gitmek olarak tanımlanırken biz genelde insanı görmeye gitmeyi ziyaret olarak kullanırız. Bayrama girerken ziyaret etmenin... Okumaya Devam et →

Müşteri odaklı olmakmı, İnsan odaklı olmakmı?


Porsche firması, 1983 yılında otomotiv sektöründe yankı uyandıracak teknik donanıma sahip bir otomobille pazara girer. Müşterilerinden gelen her türlü yorum ve fikirlere açık olan yönetim, aracın piyasaya sürülmesinden 2 ay sonra ilginç bir şikayet mektubuyla karşılaşır. Müşterinin şikayeti şudur: “Adım Danny Troatman. New Jersey’de yaşıyorum. Eşim ve çocuklarımla her akşam film seyretmeden önce şehir merkezinde... Okumaya Devam et →

☛ Tecrübe,tecrübe,tecrübe !!


☛ Tecrübe,tecrübe,tecrübe !! Yeter artık değişin biraz.. Yeni mezun birini yetiştirmekten korkmayın artık bu kadar. Mülakat sürecine bakın.. Giyimine,konuşma tarzına,sorularınıza verilen cevapların akılcılığına ve akıcılığına bakın ! İlgilendiği sosyal sorumluluk projelerine bakın yeni mezun olup tecrübesiz oluşuna değil. Özgüvenine ve heyecanına bakın ki,o heyecanla ne kadar başarılı olabileceğini görün. Kendini hangi eğitimlerle geliştirdiğine bakın,mülakatta "Nereden... Okumaya Devam et →

Hakimiyet Milletindir


Güçlü milletin, güçlü ordusu ile  sınırları asla değişmeyecek, bayrağı inmeyecek, ezanı susmayacak,  sadece bölgenin değil dünyanın güçlü devleti olarak,   bağımsız bir Türkiye için HAKİMİYET MİLLETİN" dir. Her ne amaç için kimden gelirse gelsin, bu aziz ülkeye ve aziz millete yönelik girişimler  karşısında olacağız. Boyun bükmeyecek, diz çökmeyecek, çalışacak, üretecek ve hep dik duracağız.  Eğitecek,... Okumaya Devam et →


EFQM ve Kalite Yönetimi Perspektifinden Psikolojik Güvenlik


Psikolojik güvenlik, EFQM Mükemmellik Modeli’nin özünde yer alan sürdürülebilir başarı anlayışının temel yapı taşlarından biridir. Çünkü EFQM, yalnızca süreçlerin ve sonuçların değil; bu sonuçları üreten insanların, kültürün ve liderlik yaklaşımının bütüncül olarak ele alınmasını esas alır. Bu bağlamda psikolojik güvenlik, kurumların performansını doğrudan etkileyen stratejik bir yönetim unsurudur. Psikolojik olarak güvenli bir çalışma ortamı; çalışanların... Okumaya Devam et →

Aybüke Yalçın’a…


Bu genç kızımızın  hayali olan öğretmenliğe atanma ve mesleğe başlama  sevinci bir kahpe kurşun ile sona erdi.  Ruhu şad olsun.  Kızgın ve üzgünüz! Hepimiz duygularımızı paylaşıyoruz. Hep kızıyor, yazıyor ve paylaşıyoruz. Kırk yıla yaklaştı ve terör belası ile baş edemedik.  Coğrafya zor, düşman çok ve sürekli üzerimize oynuyorlar.  Peki! biz ne kadar iyiyiz, biz ne... Okumaya Devam et →

Huzurlu bir yaşam için


Helal kazanç ile insana ve çevreye fayda sağlayacak bir yaşam felsefesi insanı huzur içinde yaşatabilir.  Kariyer ve çok kazanma hırsı ile insandan ve çevreden bihaber yaşamak ise huzursuz bir yaşam sunar. #ekremozturk

Sendika İftarları


Sendikalar iftar yemeği veriyorlar.  Yemekte kimlerin olması gerekir? Tabiki üyeleri!              Ama üyeler yemekte yoklar.  Kimler var?     Sendika yöneticileri ve komşu sendika yöneticileri.  Üyeler nerede? Evlerindeki sofralarında. Sofraları bereketli olsun, afiyetler olsun. 😊 #ekremozturk

Ortadoğu’daki Türkiye


Ortadoğu'daki tüm kavgaların asıl sebebinin enerji kaynakları ve buna bağlı olarak rant olduğu bilmeyen yoktur. Bu enerji kaynaklarına bizdeki Fırat ve Diclenin suyunuda dahil edebiliriz.Büyük Ortadoğu projesi devam ederken bu projenin finansman sorunuda devam ediyor. Katar gündemi her gün yeni gelişmeler ile vahim bir hal alıyor. Dün IŞİD terör örgütünü ortaya çıkaranlar bugün Katar kozunu... Okumaya Devam et →

Bir insanı tanımak istiyorsanız, onu büyük bir mevkiye geçiriniz


Rabindranat Tagore diyor ki; "Bir insanı tanımak istiyorsanız, onu büyük bir mevkiye geçiriniz." Doğru, çünkü dünya gerçeğini bilen insan mevkiyle şımarmaz. Konfüçyus ise "Yüksek bir mevkiye sahip olmadığından dolayı telaşlanma, ama o mevkiye layık olup olamayacağından dolayı endişe et." Bu sözler boşuna söylenmiş sözler değildir. Bu sözlerin vuku bulduğu bir çok insanı hepimiz mutlaka görmüşüzdür.... Okumaya Devam et →

Yaşayan ölüler için gözyaşı dökülmez…


Ölüm, yaşam kadar gerçektir. Her canlı doğduğu gibi ölecektir. Yani, her canlı ölüm mutlaka tadacaktır. Kaçışı olmayan tek bir gerçek vardır, o da ölümdür. Ölüm yaşı, zamanı, nedeni ve gelişi belli olmayan bir süreçtir. Ölüm gerçeği her ne kadar, her insan tarafından bilinse de, ölüm gerçeği her insanı korkutur. Bir insana verilebilecek en büyük ceza... Okumaya Devam et →

Yaşasın 1 Mayıs


Emeğin Bayramı olan "1 Mayıs" kutlu olsun. Hiç bir ideolojiden bir şeyler katmadan, sağa-sola çekmeden, demokrasi, özgürlük gibi başka mecralarda talep edilecek isteklerde bulunmadan, sadece emeğin, alınterinin hakkı için yaşanabilir bir ücret, iş kazasız ve huzurlu işyerleri için 1 Mayıs kutlu olsun. Sadece işçinin değil tüm emekçilerin, yani ÇALIŞANLARIN günü olsun, 1 Mayıs... İşe alımlarda... Okumaya Devam et →

Katil Amerika


Gerçeğin herkesin kafasına dank ettiği şu günlerde değil, bazılarının  "ABD imajıyla büyüdüğü" yıllarda,  Aşık Mahzuni Şerif  "Katil Amerika" dediği zaman bir kısım anlamadığı gibi bu sözlere karşı çıkmıştı. Bugün PYD çapulcularının flamalarını zırhlı araçlarına takıp, sınırımızda bize hava atan ABD askerlerini görünce, bir kez daha sözlerine sonuna kadar katıldığım ve muazzam bir türkü dediğim üç... Okumaya Devam et →

Kimseye Muhtaç Olmadan Yaşamalı


Helal kazanç ile insana ve çevreye fayda sağlayacak bir yaşam felsefesi insanı huzur içinde yaşatabilir. Kariyer ve çok kazanma hırsı ile insandan ve çevreden bihaber yaşamak ise huzursuz bir yaşam sunar. #ekremozturk

Piknik ve Çevre


Piknik dönemi başlaması ile birlikte  tehlike oluşturan iki durum ortaya çıkıyor. Piknik ateşleri nedeniyle oluşan yangınlar, Piknik sonunda oluşan çevre kirliliği Yaşlanan dünya aynı zamanda hızla kirleniyor. Özellikle pet şişe, plastik ambalaj ve poşet atıkları, doğaya büyük zarar veriyor. Yangın zararlarını yazmaya sanırım gerek yok. Bireysel olarak çevreyi korumak insan olan herkesin sorumluluğudur. Kamu yönetimi... Okumaya Devam et →

 “İnsan Ne İle Yaşar” 


Tolstoy’un "İnsan Ne İle Yaşar" adlı kitabında, çiftçi Pahom’un hazin ve ibretlik öyküsü yer alır. Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir. Gerçekten de Reis herkese istediği kadar toprak... Okumaya Devam et →

Liyakat sahibi olmayanlara sorumluluk verirseniz veya yetkinliklerine uygun olmayan göreve getirirseniz ne olur?


Kişiye haksızlık yaparsınız ki, a) Taşıyamayacağı yükün altına sokmuş olunur b) Başarısız olmasına sebep olunur c) Psikolojisi bozulur d) Özel yaşamında huzuru kaçar e) vs. 2. Çalıştığı kuruluşa haksızlık yaparsınız ki, a) Başarısız olması ile kuruluş zarar eder b) Organizasyonda huzursuzluk oluşur c) Kuruluşun imajı bozulur d) Çalışanların kuruluşa güveni azalır e) vs. 3. Diğer... Okumaya Devam et →

”Bugün benim doğum günümdü” 2017


Mevsimlerin en güzeli olan ilkbaharın en güzel aylarından Nisan ayının 23 sabahında, bugün benim doğum günüm diye başladığım bir günü, “bugün benim doğum günümdü” diyerek tamamlıyorum. Her 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı ve benim doğum günüm iken bu yıl, Miraç Kandilide aynı güne denk geldi. Milli, dini ve şahsi üç güzel günü bir arada yaşamının... Okumaya Devam et →

Hiçbir şey için “benimdir” deme, “yanımdadır” de.


Hiçbir şey için “benimdir” deme, “yanımdadır” de. Çünkü hiçbiri şey daima seninle kalmaz. Yaradan, insanın karşısına tahmin bile edemeyeceği sürprizler çıkarıyor. "Olmaz, yapamam" dediklerimizi yapıyoruz, "bu benim başıma gelmez" dediklerimiz, başımıza geliyor, kocaman kocaman laflarımızı tek tek yutuyoruz. Yani hayat bizi yavaş yavaş törpülüyor, sivriliklerimizi alıyor. Bu güne kadar öğrenmek istediğimiz, yapmak istediğimiz her şeyi... Okumaya Devam et →

Polis Haftası


POLİS olmayı seçmek, diğer meslek seçimleri gibi değildir. Bu seçimi yapmak zor olmalı, gönüllü olmalı, cefaya ve her türlü zorluğa dayanacak güç ve iradeye sahip olmalı ve sevmelidir. Diğer mesleklerden çok farklıdır. İnsanlara yönelik bir meslek olması, mesai saati, işin çeşitliliğinden kaynaklanan zorluğu, çalışma ortamları gibi etkenleri düşünürsek bu mesleğin zorlukları daha belirgin olur. Günümüzün... Okumaya Devam et →

Gelen ağam, giden paşam dememeli


Yaşanan olaylardan insanlar ders çıkarmayı bilmelidir. Gelen ağam, giden paşam dememeli, gideni yok saymamalı, vefasızlık yapmamalıdır. Zaman hızlı ve o kadar değişken ki, yarın olur diye beklenen olmadığı gibi aleyhinize hiç umulmadık şekilde bir başka hal almaktadır. Gelen gidip, giden gelebilmektedir. Yaşanmış bir hikayeyi hatırlayınca paylaşmak istedim. Daha önce çalıştığım şirkete, bir zaman yeni bir... Okumaya Devam et →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑