İnsanların birbirleri ile birebir olan iletişimini yok ettik. Yüze konuşmaz olduk. Nasıl bir İnsan olduk.. Hadi yerdiğimizi söyleyemezken neden sevdiğimizi söyleyemiyoruz. Bu nedir ve neyin korkusu var. Sorunları birbir söylemek yerine facebookta paylaşıp, görmesini beklemek ve tepkisini ölçmek yeni bir iletişim aracı oldu. Yan yana çalışan insanlar, aynı evi paylaşan eşler, kardeşler, dostlar, sevenler, nefret... Okumaya Devam et →
Bazen kabullenmek lazım..
Ne güzel söyler Yalın; "Herkesin hayatla bir kavgası var.. Barışmıyor bir türlü yıldızları.. Hayaller güneye, gerçekler kuzeye doğru.. Dünyayı hep bulutlu gördün mü sen? Denizleri her zaman dalgalı? Yağmuru sonsuz, güneşi yalancı mı bildin sen? Kabullenmek lazım.. Olur demek lazım.. Ağlamayı öğrenmek, hayatı sevmek lazım.. Üzülme! Yarına kadar dinecek, bu rüzgar da bitecek.. Sonunda eskiyen... Okumaya Devam et →
SANIRIM HERKES İÇİN GEÇERLİDİR!
Artık kendimi kimseye sevdirmeye çalışmıyorum. Sevmeyenin hep bir bahanesi olduğunun farkındayım. • Artık kimseye olur olmaz beni eleştirme hakkı tanımıyorum. Biliyorum ki ben özel ve değerliyim ve kimseye kendimi ispatlamak zorunda değilim. • Artık kendini beğenmişe, ukalaya, kibirliye hayatımda yer vermemem gerektiğinin farkındayım. • Artık her şeye bir “ama” cevabı verenlere bir şeyler anlatmaktan ve... Okumaya Devam et →
İNSANLAR ANLAŞILMAZ OLDU!
Bazen anlayamıyorum. Aslında bazen değil, çoğunlukla anlayamıyorum. Ne kadar okusam, eğitim alsam ve insanlarla iç içe yaşasam da sonuç değişmiyor. Başka bir insan, başka bir dünya demek ve benim başka bir dünyayı keşfedecek kadar enerjim yok artık… Bazen, birine sevgi verirsiniz. Emek verirsiniz. Zaman verirsiniz. Saygı gösterirsin, hürmetini eksik etmezsin, meselen yoktur, kendin gibi görürsün.... Okumaya Devam et →
Kalp kırmak suya yazı yazmaya benzer, kalbi yeniden kazanmaksa gece güneşin doğmasına…
Kalp kırılması buz kırılması gibidir. Kırılan buzu yapıştırmak mümkün değildir. Ama dondurabilirsiniz . Kırılan kalbi de yapıştıramaz, sadece öldürebilirsiniz. Aşağıdaki resmi görünce yıllar önce yazdığım bu yazıyı paylaşmak istedim. Kalp kırmak suya yazı yazmaya benzer, kalbi yeniden kazanmaksa gece güneşin doğmasına... Sen suya yazı yazmasını başardın, şimdi otur da güneşin doğmasını bekle..! Kalp kırmayı yada... Okumaya Devam et →
”Ve hiç unutmayın ki yaşam, aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür”
1. ''Zorunlu olmayan sayıları çöpe atın: yaş, kilo, boy. Doktorunuz düşünsün onları. Bunun için ücret alıyor sizden. 2. Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun. Suratsızlar, negatifler sizi aşağı çeker. 3. Öğrenmeyi sürdürün: Bilgisayar, el sanatları, bahçecilik, ne olursa. Beyniniz âtıl kalmasın. Âtıl kafa, iblisin tezgâhıdır. İblisin adı da, alzheimer'dır. 4. Küçük şeylerden zevk almaya bakın. 5. Sık... Okumaya Devam et →
İmkânsız da değil
Kolay değil belki, ama imkânsız da değil. Hangi küskünlük bitmemiş, hangi dostluk başlamamış! Yüreğin senin elinde. İnsanları değiştiremezsin, ancak onlarla ilgili düşüncelerini değiştirebilirsin. Öyleyse herkesi olduğu gibi kabul et sen de. İnancının kazanmasını, "o"ndan uzaklaşarak elde etme şartına bağlama vehminden kurtul. İyiliğin halledemediğini kötülük hiç halledemez: yüreğine kaydet bunu. Ücretsiz bir bilettir tebessüm, yürek yolculuğuna.... Okumaya Devam et →
Ne zaman ağlayan birini görsem içim acısa da yine de sevinirim
Duygular vardır anlatılamayan, sevgiler vardır kalplere sığmayan, dostluklar vardır hiçbir şekilde yıkılmayan, bazı insanlar vardır asla unutulmayan. Bizim dostluklarımızda unutulmayanlardandır. Ne zaman ağlayan birini görsem içim acısa da yine de sevinirim. Çünkü bilirim ki ağlayan kişinin kalbi henüz nasır tutmamıştır. Katılaşmamıştır yüreği. Kalp ağlamazsa gözyaşı da akmaz denir ya. İşte onun gibi. Sevindiğimizde atılan kahkahalar... Okumaya Devam et →
Sizinle aynı anlamı gören birine rastlarsanız
Bir insanın yaşı ilerledikçe hayat komplikeleşiyor sanki, ilişkiler, dostluklar, iş hayatı, herşey ama herşey. Geçmişe dönüp baktığımda, gençliğimdeki ben ile şimdiki ben arasında dramatik bir fark olduğunu belki yeni yeni farkediyorum. Bir zamanlar yolun yarısını çoktan geçmiş olduğumun bilincine sadece nüfus kağıdım elime geçtiğinde varırdım. Son birkaç yıldır ise maalesef bu gerçeği hergün ama hergün... Okumaya Devam et →
Linkedin Yorumları 1
OH NE ALA! Herkes bir yol tutturmuş gidiyor. İnsan Kaynakları Lisans (4 yıl) hatta Yüksek Lisans (2 yıl), Profesör, Doçent vs. eğitim alan birilerine 56 saat eğitim ile PROFESYONEL İnsan Kaynakları Eğitimi diye bir pazar yarat ve sömürmeye devam et. Yapanlar kim, İnsan Kaynakları Uzmanları! Üniversite mezunu böyle bir eğitime gereksinim duyuyorsa, YÜKSEK ÖĞRETİMİ eleştir.... Okumaya Devam et →
2017 YILINA GİRERKEN…
2016 yılı akıl, sağduyu ve özgüven gösterilirse büyük başarılara imza atılabilecek bir dönemin başladığı yıl olmalı diye düşünüp buna göre kararlar almalıyız. Dünyada ve çevremizde yaşanan toplumsal olaylardan etkilenmeden bireysel iyiliğimizi, gelişimimizi, huzurumuzu, mutluluğumuzu ve sağlığımızı etkileyecek olaylara ve gelişmelere bakmalıyız. 2016 yılını sorgulama yapmak, kendini aramak, keşfetme yolunda çabalamak, kendini bilme ve şeffaflaşma yılı olacak... Okumaya Devam et →
HRBP Summit’16 zirvesi
Merhaba Ekrem Bey, “İşin İçindeki İnsan Kaynakları” olarak sektörün gelişimini ve geleceğini konuşmak amacıyla 19 Aralık 2016 tarihinde HRBP Summit’16 zirvesini gerçekleştiriyoruz. İnsan Kaynakları alanında faaliyet gösteren, iş dünyası profesyonelleri başta olmak üzere bir çok farklı sektörden şirketin, akademisyenlerin ve seçkin profesyonellerin katılacağı zirve, 19 Aralık 2016’da Boğaziçi Üniversitesi’nde bir çok saygıdeğer etkinliğe ev sahipliği... Okumaya Devam et →
Yeni bir görev
Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), Kurumsal Dış Değerlendiricisi olarak görevlendirilmem nedeniyle Dekanım Prof. Dr. Filiz Nurhan Ölmez ve öğretim üyelerimiz sürpriz yaptılar. Kendilerine teşekkür ediyorum. #ekremöztürk
İş başa düştü…
(İşveren, iş vermeye aracılık eden, referans olan ve en önemlisi meslektaşlarım insan kaynakları yöneticileri, uzmanları ve çalışanlarına ithafen) Mezun Oldum, “Beni İşe Al!”… diye başladığım, yeni mezunların işsizlik sorunlarına dikkat çekmek, yeni mezunların yetkinliklerini geliştirmelerini katkı sağlamak ve onları bir nebze işe girmeye hazır hale getirmeye yönelik yazılar yazıyorum. Sosyal medyada işsizlik feryadı yapan... Okumaya Devam et →
Hayattaki en zor 4 durum
İnsan yaşamında bu dört durumun etkisini herkes bilir diye düşünüyorum. Bu durumları yaşamayan yoktur sanırım. Karamsarlık, Pişmanlık, Çaresizlik, hiç bir insanın yaşamak istemediği hallerdir. Bunlara birde ertelemek ve amaçsızlık eklendimi insan yaşamının nasıl bir duruma geleceğini düşünmek bile istemeyiz. O halde ne yapıyoruz? Karamsarlık kavramını yok ediyoruz. Mümkün olduğu kadar pişman olacağımız eylemlerden kaçınıyoruz. Asla... Okumaya Devam et →
Karakter varsa Kariyer vardır!
Karaktersiz kariyerin öneminin çok olmadığını biliyoruz. Bugünlerde çevremde yaşadığım canlı örnekler çoğalınca bu konuyu yazmaya devam ediyorum. Kariyeri amaç edinen ancak karakter yoksunu yâda eksiği insanları çevrenizde görebilirsiniz. Kariyer için her şeyi yapabilirim diyen birçok insan tanıdım.Bunlardan bir tanesi yıllar önce yanımda staj yapan genç bir öğrenciydi ve ‘’kariyer için her şeyi yaparım’’ dediğinde, kariyer... Okumaya Devam et →
ETRAFINIZA BİR BAKIN!
“Bu cahillik, kendini bilmezlik nasıl fark edilmez? “ “Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.” Bertrand Russell Cahil olup, cesaretli olanlara hepimizin şaşırdığı olmuştur. Cahil cesareti var deriz. Cahil ama buralara nasıl gelmiş yada nasıl başarmış diye şaşırdığımız kişiler ile ilgili güzel bir sendromu paylaşmak istedim. Cahil yâda cahillik ile ilgili... Okumaya Devam et →
Soichiro Honda ‘nın başarı öyküsü
Bir çok ülke gibi Japonya da 1930 büyük krizine kötü yakalandı. Soichiro Honda, 1938 yılında piston segmanı geliştirmeyi planlayan küçük atölyesini kurduğunda hala bir öğrenciydi. Asıl planı, bu fikri Toyoto’ya pazarlamaktı. Bunun için gecesini gündüzüne katarak çalıştı. Bazan atölyede sabahladı. Ürününü geliştirip, tüm bu uğraşa değecek bir başarı elde edeceğine inanıyordu. O arada evlendi ve... Okumaya Devam et →
“Her geceyi Kadir, her gördüğünü Hızır bil!”
Dünya hayatında en değerli şeylerden birisi, insanların gönüllerini kazanmaktır. Daralan, sıkıntı içinde olan bir insanın imdadına yetişmekten daha güzel ne olabilir ki?!.. Dertlilere derman, çaresizlere çare olmak ne büyük bir iştir! Maalesef bugün, ‘gönül kazanma’ işini biraz aksatıyoruz. Dünya işlerine o kadar dalmışız ki, büyüklerimizin üzerine titrediği gönlü kazanmak ve hoş tutmak bir yana, kolayca... Okumaya Devam et →
Dostluk üzerine…
Bir insanın yaşı ilerledikçe hayat katılaşıyor. İlişkiler, dostluklar, iş hayatı, her şey ama her şey katılaşıyor. Ani karar vermekten vazgeçiyor. Her ne kadar “can çıkar, huy çıkmaz” deseler de insanın huyu da değişiyor. Geçmişe dönüp baktığımızda, gençliğimdeki ben ile şimdiki ben arasında dramatik bir fark olduğunu belki yeni yeni fark ediyorum. Bir zamanlar yolun yarısını... Okumaya Devam et →
SON GÜN OLMASI ŞART MI?
Profesör derse şöyle başlamış: - Düşünün ki; bugün dünyanın son günü.Yarın bu saatte her şey bitecek. Kurtuluş şansınız yok. Bugün ne yapardınız ? Ögrenciler tek tek yazmaya başlamışlar.. - İbadet eder, ALLAH'tan günahlarımı affetmesini dilerdim. - Tüm sevdiklerimle vedalaşırdım. - Ailemle vakit geçirirdim. - Anneme ve ya babama giderdim. - Arkadaşlarımla yarım saat eski günlerdeki... Okumaya Devam et →
DÜNYA STANDARTLARINDA İŞVEREN MARKASI YARATMAK AMACIYLA, TÜRK FİRMALAR İÇİN FIRSATLAR
NOT: Değerli meslekdaşım Merdiye Eker, yakın zamanda "işveren markası" konulu uluslararası çapta bir çalışma gerçekleştirdi. Önemli gördüğüm bu çalışmayı sayfamda siz değerli takipcilerim ile paylaşmak ve Merdiye Eker hanım bu vesile ile kutlamak istedim. Başarılarının devamını diliyorum. Geçtiğimiz üç yıl, evrensel işveren markalaşması endüstrisinde dev adımların atıldığı bir periyod oldu. Araştırma çalışmaları ve sayısız konferanslar... Okumaya Devam et →
Silkinin ve ayağa kalkın.
Başarısızlık, düştüğünüz yerde kalmaktır. ... Silkinerek; ayağa kalkıp, o tecrübe ile tekrar eylemlere devam edebiliyorsanız her bir eylem, başarıya giden yoldaki basamaklarınızdan bir tanesi olabilir. Yaşamınızı neşe ve mutluluk içinde geçirmenin bir yolunu bulun… Zihninizden olumsuz düşünceleri çıkarın, bunların yerine olumlu düşünceleri koyun, yani bakış açınızı değiştirin. Düş bahçenizi ayrık otlarından temizlediğinizde güneş, sizin dünyanıza... Okumaya Devam et →
Özgüven Geliştirmek İçin 10 Öneri
Mutlak başarı için güçlü bir özgüvene sahip olmak şart. Özgüven konusunda git-geller yaşamak gerçek bir özgüvene sahip olunmadığının göstergesidir. Peki özgüven problemini aşmak için neler yapılabilir? Özgüveninizi arttıracak 10 öneri: Başarana kadar numara yapın!Genelde insanların kendine güveni her zaman aynı seviyede olmaz. Bir gün kendinizi çok iyi ve güvenli hissederken ertesi gün tam tersini yaşayabilirsiniz.... Okumaya Devam et →
Haziran Ayının Aktif İK Blogger Listesi
İnsan kaynakları alanında aktif olan bloglar düzenli olarak, Mühendisin İK’sı, Ceren Bandırma hanım tarafından derleniyor ve İnsan Kaynaklarına ilgi duyanlara sunuluyor. Benim blogumunda (https://ekremozturk.com/) yer aldığı HAZİRAN-2016 blog listesini hazırlayıp, sunan Ceren Bandırmaya teşekkür ediyorum. #ekremozturk https://cerenbandirma.wordpress.com/…/haziran-ayinin-aktif…/ 1Ahmet Eryılmazhttp://www.ahmeteryilmaz.com.tr/ 2Anıl Güçlühttp://ikmania.blogspot.com.tr/ 3Artemiz Gülerhttp://artemizguler.wordpress.com/ 4Aydan Çağ Aydınhttp://www.aydancag.com 5Aykut Günerhttp://www.yonetimdeinsan.com/ 6Ayşe Kirmanhttp://yetisik.com/ 7Ayşe Nazmiye Uçahttp://ayseuca.com/blog 8Banu İçli... Okumaya Devam et →
İlber Ortaylı Hoca’dan bir anı…
Son günlerde sık konuşan ve söylemleri sosyal medyada sık paylaşılan, İlber Ortaylı hocadan yaşanmış bir anıyı hatırladım. Bu hatırlama üzerine değerli hocanın yapmış olduğu bir konuşmada, son yıllarda açılan Üniversiteler üzerine söylemiş olduğu sözler üzerine yoğunlaştı. Hoca Anadolu’da her ile açılan Üniversiteler üzerine öyle bir söz söyledi ki; insanlar ayağa kalktı. Hoca “her kentte Üniversite... Okumaya Devam et →
Yer gök 19 mayıs
"Kim var! " diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "ben varım! " cevabını veren, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur! " duygusuna ve bir davaya sahip, hedefleri ve azimleri olan ahlâklı bir gençlik, dileği ile .. #19mayıs #ekremozturk
Gelen ağam, giden paşam
Yaşanan olaylardan insanlar ders çıkarmayı bilmelidir. Gelen ağam, giden paşam dememeli, gideni yok saymamalı, vefasızlık yapmamalıdır. Zaman hızlı ve o kadar değişken ki, yarın olur diye beklenen olmadığı gibi aleyhinize hiç umulmadık şekilde bir başka hal almaktadır. Gelen gidip, giden gelebilmektedir. Yaşanmış bir hikayeyi hatırlayınca paylaşmak istedim. Petlas'a, bir zaman Lassa'dan üretim müdürü gelmişti. Petlas... Okumaya Devam et →
Bugün benim doğum günümdü
Mevsimlerin en güzeli olan ilkbaharın en güzel aylarından Nisan ayının, 23 sabahında bugün benim doğum günüm diye başladığın günde “bugün benim doğum günümdü” diyerek kapıyorum. Bir gün daha geçti ve bir günler, bir yıl oluyor ve bir yaş daha yaşlanıp, bir ömrü tamamlıyoruz. Doğum günümü kutlayan yüzlerce güzel insanı görünce bu teşekkür yazısını yazmadan geçemedim.... Okumaya Devam et →
Bugün Doğum Günüm
Doğum Günüm (23 Nisan) ve doğum günümü (bugünden) kutlayan dostların hatırlattığı ve her doğum günümde beni düşündüren bir şiir vardır. Ve ben şiiri paylaşmayı gelenek haline getirdim. Rahatlığın, keyfiyetin, varlığın ve saltanatın içinde hayat sürenlerin tersine yalnızlığın içerisinde kaldırımlara eşlik eden bir garipte sonu yaşıyor. Bu mana dolu şiir’de, “ ben gideyim yol gitsin, ben... Okumaya Devam et →
Ben “Hiç kimse olmak istiyorum.”
Hepimiz hep başka birileriyiz... Sevdiğimiz, beğendiğimiz, örnek aldığımız, kıskandığımız, yerinde olmak istediğimiz birilerinin seslerini, sözlerini, bakışlarını ve tavırlarını alıyor,sanki bize aitmiş gibi kullanıyoruz... Sabahları kalkıp elbise dolabımızın önünde durduğumuzda, giyeceğimiz elbiseye ve yanına gideceğimiz insanlara en çok uyacak maskeyi de seçiyoruz, elbiselerimizin yanında duran maskelerimizin arasından... Hep daha fazlasını isterken, aslında giderek hep daha az... Okumaya Devam et →
İnsana hasret yaşamak…
İnsan insanlar içinde insana hasret yaşar sözü, biz insanlar için acı ama gerçek bir durumu ifade ediyor. Insanın insanların içinde insana ihtiyaç duyması, insanlığın ne hale geldiğini çok iyi gösteriyor. Insanların bir araya geldigi ortamların çoklaştığı ve kolaylaştığı bir ortamda, yapmacık iletişimler insanları tatmin etmiyor. Güven ve samimiyetin olmadığı, en ufak bir çıkar uğruna insanları... Okumaya Devam et →
Hayatınız anlamlı olsun…
Belki uzun, belki kısa bir yoldasınız.. Her başarısızlık sizin için birer KAVŞAK...... Endişeleriniz bir VİRAJ Arkadaşlarınız bazen GAZ PEDALI olur bazen de FREN.. Düşmanlarınız trafik ışıklarındaki KIRMIZI Aileniz ise yolunuzdaki UYARI TABELALARI İş hayatınız ise ENGEBELİ BİR ARAZİ.. Ama... Deponuz PRENSİPLERİNİZ ile doluysa.. Motorunuz İRADENİZ kadar sağlamsa.. İnandığınız her şey SİGORTANIZ olmuşsa.. Ve her daim... Okumaya Devam et →
Ebeler Haftası Kutlu Olsun
Ebelik insanlık tarihinden bugüne kadar gelen ve insanın yaşamda ilk nefesi almasın da vesile olan kutsal meslektir. Bu meslekten olan başta sevgili eşim ve 26 ay görev yaptığım Kırşehir Kamu Hastaneleri Birliğinde görev yapan ebe hanımlar olmak üzere tüm ebe hanımların bu günlerini kutluyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum. #ekremozturk #insankaynaklari #ebe #ebelik #saglikbakanligi #hastane
Mevlana demiş ki:
Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım. Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. Karanlığı gördüm, korktum. Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. .. Ağladım. Yaşamayı öğrendim. Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim. Zamanı öğrendim. Yarıştım onunla... Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim... İnsanı öğrendim. Sonra insanların içinde iyiler... Okumaya Devam et →
İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır
Gençlik bir hayat devresi değil bir akıl halidir. Yıllar cildi buruşturabilir, ancak, heyecanların bitişiyle ruh buruşur. İnsan kendine olan güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı, Cesareti kadar genç, korkuları kadar yaşlı,umudu kadar genç, bezginliği kadar yaşlıdır. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir. Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni... Okumaya Devam et →
Sağlık çalışanlarının “Tıp Bayramları” kutlu olsun
Böylesine acı bir günde bayram kelimesi bile çok ağır geliyor. Ancak bu günlerde dahi görevlerini yapmaktan kaçınmayan sağlık çalışanlarının bu günlerini unutmamak gerek. İki yılı geçkin bir süre görev yapmış olduğum Kamu Hastaneleri sürecinde, insanı yaşatmaya ve insanlara daha sağlıklı bir yaşam sunmayı ilke edinen, bu kutsal ve saygın mesleği büyük fedakarlıkla yerine getiren, en... Okumaya Devam et →
Niyet güzel olmalı
Kimi iyi niyet besler, güzel düşüncelere sahip olur. Kimi kötü niyet besler, kötü düşünceler taşır. Kötü niyetli insanların amaçları da kötüdür. Kötü olanlar iyileri, iyiliği, güzeli ve güzelliği hedef yaparlar. Okları vardır, iyi olana karşı kullanırlar. Kötü niyetli hesap yaparlar ama bilmezler ki, Allah'ında bir hesabı vardır. Hesapları tutmadığı gibi attıkları ok'ta hedefi tutmaz. Hz.... Okumaya Devam et →
Hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmelisin…
Çocuk, büyükbabasının mektup yazışını izliyordu. Birden sordu : "Bizim başımızdan geçen bir olayı mı yazıyorsun ? Benimle ilgili bir hikâye olma ihtimali var mı ? " Büyükbaba yazmayı kesti, gülümsedi ve torununa şöyle dedi : "Doğru, senin hakkında yazıyorum. Ama kullandığım kurşun kalem yazdığım kelimelerden çok daha önemli. Umarım büyüdüğünde bu kalemi sen de seversin."... Okumaya Devam et →
Hiç
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?” “Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.” Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: “Sen kimsin?” “Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara. “Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca. “Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam. “Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca. “Vezir” demiş adam. “Daha daha sonra ne olacaksın?” “Bir ihtimal sadrazam olabilirim.” “Peki, ondan sonra?”... Okumaya Devam et →
Olmuyorsa, olmuyordur…
Bazen anlayamıyorum. Aslında bazen değil, çoğunlukla anlayamıyor8um. Ne kadar okusam, eğitim alsam ve insanlarla iç içe yaşasam da sonuç değişmiyor. Başka bir insan, başka bir dünya demek ve benim başka bir dünyayı keşfedecek kadar enerjim yok artık… Bazen, birine sevgi verirsiniz. Emek verirsiniz. Zaman verirsiniz. Saygı gösterirsin, hürmetini eksik etmezsin, meselen yoktur, kendin gibi görürsün.... Okumaya Devam et →
Kamu Hastaneleri Kurumu, 663 KHK öncesine dönüşürmü?
Kamu Hastaneleri Kurumunun, 663 sayılı KHK öncesine dönüştürüleceğine yönelik haberleri sıkça okumaya başladık. Sağlık Bakanlığı personeli olmadan, diğer kurumlardan sözleşmeli olarak görev alan (İdari Hizmetler Başkanı) biri olarak bu durumu anlamaya çalışıyorum. 663 sayılı KHK öncesi bir hizmet alan bir birey olarak hastaneleri değerlendirebiliyorum. Kamu Hastaneleri Kurumun da kurucu yönetici olarak, kuruluş aşamasından süreçlerin oluştuğu... Okumaya Devam et →
Dinlemek ve Anlamak
İnsanlar birbirini anlamıyor. Aslında dinlemiyor. İnsanların biribirini anlaması, dinlemekten geçiyor. Önyargılar, çok bilmişlikler ve önemsememek dinlemeye engel oluyor. Dinlemek aslında bir nezaket kuralıdır. Adabı muhaşeretin bir gereğidir. Dinlemek, karşıyı anlamak olduğu kadar karşının bizi her zamankinden daha fazla önemsemesini ve bize güvenmesini sağlar. Dinlemenin diğer faydası ise kişinin kendisine verdiği değeri artırmasıdır. Anlaşılır ve anlayan... Okumaya Devam et →
Samimi Sevgi ile
Herkesin seviyormuş gibi yaptığı, ancak sevginin ne olduğunu pek az kimsenin bildiği bir zamanda yaşıyoruz. Belki de bütün zamanlar böyleydi. İmam Şafii'ye; "O kadar insanla dostluk kurdum ki, ellerim dolu sanıyordum. Başıma bir bela geldiğinde, kimseye acımayan zamandan şiddetliydi, dostlarımın ihaneti" dedirten hangi duygularsa, Yüzyıllar önce yaşayan Hesiedos'a, "sevme beni sözlerle, şuurlu ol, hem de... Okumaya Devam et →
Takdirname
Dün karne günü olması nedeniyle sosyal medyada ebeveynlerin karne sevinçlerini izliyoruz. Haklı ve gerçekten guzel duyguların oluşturduğu bir sevinç! Boy boy teşekkür, takdir, başarı, onur belgesi gibi belgeler paylaşılıyor. Veliler, öğretmenler ve çocuklar... Ellerinde bu süslü belgeler ile guzel karelerde, tebessüm eden yüzler, parlayan gözleri görüyoruz. Hemen hemen tanıdığım herkesin çocuğu, kardeşi, yeğeni, torunu olan... Okumaya Devam et →
Pazartesi Sendromu
Pazartesi gününe günaydın... Pazartesi sendorumu diye birşey yok aslında. Sevdiği bir iş ve huzurlu bir çalışma ortamına gidemeyen çalışanlar için haftanın ilk günü vardır. Pazartesi bu insanlar için gercekten zordur. Yine aynı iş yerine gidecegim, yine aynı ortam ve o insanları göreceğim diyen insanlara zordur, Pazartesi... Sevdigi bir iş ve huzurlu bir çalışma ortamına sahip,... Okumaya Devam et →
İyi yıllar yazmak için temiz bir kağıt arıyorum.
Şairin dediği gibi biraz yorgunum. Aslında çok yorgunum. Geçen yıllara bakıyorum, insanlara bakıyorum. Doğayı izliyorum. Herşey tarih gibi değişiyor. İnsan kendini bozarken doğayı ihmal etmiyor ve katlediyor. Nerde o eski günler derken, nerde o eski kışlar demekle kalmıyor, nerde o eski insanlar diye hayıflanıyoruz. Geçen yıllardan bugüne insanda olan değişimi düşününce çok üzülüyorum. Yorgunluğum daha... Okumaya Devam et →
Yaşam, aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür
''Zorunlu olmayan sayıları çöpe atın: yaş, kilo, boy. Doktorunuz düşünsün onları. Bunun için ücret alıyor sizden. Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun. Suratsızlar, negatifler sizi aşağı çeker. Öğrenmeyi sürdürün: Bilgisayar, el sanatları, bahçecilik, ne olursa. Beyniniz âtıl kalmasın. Âtıl kafa, iblisin tezgâhıdır. İblisin adı da, alzheimer'dır. Küçük şeylerden zevk almaya bakın. Sık sık, uzun uzun, vargücünüzle gülün.... Okumaya Devam et →
Vardır, Ötesi
İnsan şaşar, beşer ya... Doğar, yaşar ve ölür. Hatalar, dogrular, günahlar, sevaplar.... İyilikler ve kötülükler... Bazen çizgi doğru gider, şaşmaz. Bazen zikzaklar çizer, bazense hiç yolunu bulmaz.. Ve ecel ile bir hesap yoluna yürür.. Yaptıklarının bir bedeli vardır, iyiliğe iyilik, kötülüğe kötülük... Aslında herşeyin bir ötesi vardır. Bazen bakar görür ötesini bazen gider görür. Ama... Okumaya Devam et →
Olmayınca, Olmuyor…
Bazen anlayamıyorum. Aslında bazen değil, çoğunlukla anlayamıyorum. Ne kadar okusam, eğitim alsam ve insanlarla iç içe yaşasam da sonuç değişmiyor. Başka bir insan, başka bir dünya demek ve benim başka bir dünyayı keşfedecek kadar enerjim yok artık… Bazen, birine sevgi verirsiniz. Emek verirsiniz. Zaman verirsiniz. Elinizden ne gelirse onu verirsiniz. Merak edersiniz. Korursunuz. Uykusuz geceler... Okumaya Devam et →
ETMEYİN-EDİN
ETMEYİN.... Emanete ihanet etmeyin.. Halinizden şikayet etmeyin.. Büyüğünüze emretmeyin.. Boş şeylerde ısrar etmeyin.. Cahillerle sohbet etmeyin. Nefesinizi boşa tüketmeyin.. İnsanları bekletmeyin. . Etrafınızı kirletmeyin. Hayatınızı mahvetmeyin. . Kimseye minnet etmeyin. İnsanları yüzüne karşı methetmeyin. . Kimseye küfretmeyin.. Kötülüğe meyil etmeyin.. Malınızı boşa sarf etmeyin.. Sırrınızı açık etmeyin.. Her şeyi merak etmeyin.. Suçunuzu inkar etmeyin.. Şerefinizi... Okumaya Devam et →
Emeğin karşılığını bilmeyenlerden alamazsın
Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış. Çırağına " Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş. " Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma" diye ilave etmiş. Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin... Okumaya Devam et →
Algı Farklılığı
Genç bir çiftçi hayatında ilk defa New York' a gitmişti. Gökdelenlerin yüksekliği ve insanların çokluğundan şaşkına dönmüştü. Kalabalık bir bulvarda yürürken, kulağına aşina bir cırcır böceği sesi geldiğini zannetti. Durdu ve dikkatle dinledi. 'Evet, bu bir cırcır böceğiydi!' Ses büyük bir mağazanın önündeki çalıların arasından geliyor gibiydi. Bunun üzerine bu büyük çalı kümesine yönelip aramaya... Okumaya Devam et →
Kalbime seyahat ettim bugün
Günaydınlar olsun... Her şeye rağmen sevebilmeyi deneyeceğimiz ve seveceğimiz bir güne GÜNAYDIN olsun.. Kalbime seyahat ettim bugün, Beni kapıda karşıladı. Sordu sual etti. Daha önce hiç fark etmemiştim. Sımsıcaktı kalbim, yumuşacıktı içi, "Aklın karışıkken bana uğra" dedi. ''Ben söylerim sana gerçeği '' Aklımın bilmediğini bilirmiş kalbim, Duygularıyla sezermiş herşeyi. "Kalp susarsa görmezmiş gözler" Kalbim söyledi.... Okumaya Devam et →
Vicdanınızı susturmayınız
Günaydın, hayırlı sabahlar... Sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir hafta olmasını diliyorum. İnsan yanlış yapabilir, günah işleyebilir. Bunlar insana has özellikler olup mesele bunlara en aza indirmek ve bunları yaparken bahaneler bulmamak. Mesele kendi hatalarımızı ve yanlışlarımızı doğru gösterecek fetvalar vermemektir. Yaptığı yanlışın farkına varanlar, doğruyu görebilenlerdir. Yanlışını kabul eden doğruya ve güzele yönelendir. Yanlışın farkına... Okumaya Devam et →
DÖRT AYAKLI MİNARE ANISINA
Diyarbakır'ın UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne giren merkez Sur İlçesi'ndeki Saraykapı Semti'nde bulunan tarihi Kurşunlu Camii'nden sonra bir zamanlar din ve dillerin hoşgörü içinde bir arada yaşadığı 'Gavur Mahallesi' adıyla kitaplara konu olan Fatihpaşa Mahallesi'ndeki Şeyh Mutahhar Camii'nin 4 Ayaklı Minaresinin çatışmalarda hasar gördüğünü görünce bir anımı paylaşmak istedim. Tarih 2014 yılının ekim ayı... Okumaya Devam et →
Endişe ediyorum
Bu bir korku değil ancak endişe ediyorum, savaştan, endişe ediyorum, huzursuzluktan, toplumsal kutuplaşmalardan, çatışmalardan, yanlış anlamalardan, terörün artmasından, aynı dili konuştuğumuz halde diyalog kuramamaktan, uzaktan kondurulmuş yalanlardan... Endişe ediyorum karşılıklı sağır, kör ve bigane kalmaktan ve birbirimizin hüznüne, derdine, feryadına, yakarışına, hikayesine duyarsız davranmaktan... Endişe ediyorum, endişe etmeye neden olaylardan... Hani Hazreti Mevlana demış ya:... Okumaya Devam et →
Senden bir tane daha yok
UNUTMA.SENDEN BİR TANE DAHA YOK BU DÜNYADA.... Unutma. Senden bir tane daha yok bu dünyada. Gülümsemeyi asla unutma Gözlerinin içi gülsün gülerken, bakışların pırıl pırıl olsun ve her zaman nemli kalsın göz pınarların. Unutma kendini sevilebilecek bir insan haline getirmeyi ve ondan sonra da kendini sevip kendine sarılmayı. Zamana güven ve onun senin en büyük... Okumaya Devam et →
Kendimiz kadarız…
Sokrates bir gün derste öğrencilerine birer beyaz kağıt dağıtır ve üzerine bir daire çizmelerini ister. Dairenin tam ortasına da bir nokta koymalarını söyler. Ve “Büyük mü yoksa küçük mü bir daire çizdiniz?” diye sorar. Bazıları küçücük bir daire çizerken bazıları tüm kağıdı doldurmuştur. Ve sonra “ Dairenin, tam ortasındaki nokta sizsiniz. Daire ise sizin yaşadığınız... Okumaya Devam et →
Dostoyevskiden 10 muhteşem söz…
Dostoyevski, dünya edebiyatına en az kendi kadar şöhretli bir çok karakter kazandırdı. ’İnsanın değerini varlığı değil yokluğu gösterir. Unutma, yokluğu bir şey değiştirmeyenin, varlığı gereksizdir’ sözleriyle nesilden nesile milyonlarca insanın hayat mücadelesine ilham verdi. Bu büyük söz üstadının, hayata ve insana dair kaleme aldığı 10 muhteşem sözü... 1- Eğer kirli bir ırmağı içine alıyorsan, bozulmadan kalabilmen... Okumaya Devam et →
Bugün kendinize söz verin
Günaydın, yeni güne Merhaba... Haydi! Bugüne farklı başlayın ve Kendinize Söz Verin... Güçlü olacağına ve akıl huzurunu hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyeceğine; Karşılaştığın insanlarla sağlık, mutluluk ve bolluk konuşacağına; Arkadaşlarına onlarda özel bir şey olduğunu hissettireceğine; Her olayın aydınlık yanını göreceğine ve ışığı gören olacağına; Hep en iyiyi düşüneceğine, en iyi için çalışacağına ve en... Okumaya Devam et →
Güzel bir şeyler yap
Dünyaya kırk kere gelinmez. Madem yaşıyorsun, sıhhatli nefesler alıyorsun. Bir şey yap. Güzel olsun. Çokmu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör. Veya: Güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse, güzel bir şeye başla. Herkesin üstesinden geleceği bir şey mutlaka olmalı. O gayretten uzak duramayız. Vakit geçiyor. Vaktin... Okumaya Devam et →
SEN KENDİNİ YÖNETİCİ SANIYORMUSUN?
Yöneticilik, belirli yetkinlik ve deneyim gerektiren bir kariyer sürecidir. Sadece yetkinliğe yada sadece deneyime sahip olunmak yöneticilik için yeterlimidir? Belirli yetkinliklere sahip olmak yönetici olmak için yeterli olmaz. Yetkinliğin yanı sıra mutlaka iş deneyimi hatta yaşam deneyimi gerekir. Çok iyi bir eğitim almış olabilirsiniz. Yöneticide olması gereken yetkinliklerin birçoğuna da sahip olabilirsiniz ancak deneyim sahibi... Okumaya Devam et →
Yaşadıkça Genç Kalabilmek
Gençlik bir hayat devresi değil bir akıl halidir. Yıllar cildi buruşturabilir, ancak, heyecanların bitişiyle ruh buruşur. İnsan kendine olan güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı, cesareti kadar genç, korkuları kadar yaşlı,umudu kadar genç, bezginliği kadar yaşlıdır. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir. Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni... Okumaya Devam et →
Karakter varsa Kariyer vardır!
Karaktersiz kariyerin öneminin çok olmadığını biliyoruz. Bugünlerde çevremde yaşadığım canlı örnekler çoğalınca bu konuyu yazmaya devam ediyorum. Kariyeri amaç edinen ancak karakter yoksunu yâda eksiği insanları çevrenizde görebilirsiniz. Kariyer için her şeyi yapabilirim diyen birçok insan tanıdım. Bunlardan bir tanesi yıllar önce yanımda staj yapan genç bir öğrenciydi ve ‘’kariyer için her şeyi yaparım’’ dediğinde,... Okumaya Devam et →
İYİ BİR YÖNETİCİ OLMANIN SIRRI
İyi yönetici olmanın sırrı dört yanlıştan kaçınmak, beş doğruyu uygulamaktan geçer. Dört yanlış şunlardır: – nasihat etmeden infaz etmek (gaddarlık); – öğretmeden başarıyı ölçmek (kabalık), – yönetimde gevşek olup sınırlar koymak (art niyet), – özlük haklarının dağıtımında cimri davranmak (bürokrat olmak). Beş doğru ise şunlardır: – müsrif olmadan eliaçık olmak; – gocunmadan çalışmak; – haris ... Okumaya Devam et →
Başarının Sırrı
Usta'ya başarısının sırrını sormuşlar... 'iki kelime' demiş; - Doğru kararlar. Hepimizden farklı olarak, sürekli doğru kararları nasıl alabildiğini sormuşlar... 'Tek kelime' demiş; -Tecrübe. İyi de kardeşim bu tecrübe denen şeyin sırrı nedir diye sormuşlar... Usta, deriiiiin bir iç çekmiş ve 'iki kelime' demiş... -Yanlış Kararlar Velhasıl, yanlış yapmaktan korkmayın. Bir doğru sonuca ulaşabilmek için yanlışlarınızı... Okumaya Devam et →
Kendini tanı. (Sokrat) Kendi içinde yolculuk yap. Günlük tut. Kalbin, gönlün, vicdanın ne diyor? Neyi öne çıkartıyor? Dünyaya bilinçli bakmanın yolu başta bu iç yolculuktan geçiyor. Olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol (Mevlâna) Dürüst ol, adil ol, hakça düşün. İçinden gelen sesin öne çıkardığı değerleri koru. Hayatta birşeyleri korumak için ayakta kalmazsan her... Okumaya Devam et →
KİŞİLERİ BATIRAN SÖZLER
"Bu kadar maaşa ancak bu kadar çalışılır": Bu laf en büyük zararı çalışana verir. Bu düşünce ile verimliliğinizi yetenek ve becerilerinizi geliştirmezseniz, hiçbir zaman hakkınız olduğunu düşündüğünüz ücreti alamazsınız. Bu düşünceyi kırıp, elinizden geleni yaptığınızda bugün bilmeseler bile yarın değerinizi anlayacak kişilerle ve işle karşılaşabilirsiniz. "Bu işyerinde motivasyon yok": Kendi kendinizi başarıya motive edemezseniz bunu... Okumaya Devam et →
Bu Blog İK Blog Değerlendirmesinde yer alıyor
İnsan Kaynakları alanında emek verenleri bir nebze olsun takdir etmeyi amaçlayan bir değerlendirme yapılıyor. PERYÖN, 23.sü'nü düzenlediği İnsan Yönetimi Kongresi’nde, 3. İK Blog Ödülleri’ni bloggerlarla buluşturacak. Türkiye İnsan Yönetim Derneği (Peryön), tarafından yapılan bu değerlendirmeye, birbirinden değerli İnsan Kaynakları alanında usta olan 25 arkadaşımız daha katılıyor. Bunca yıl bir insan kaynakları gönüllüsü olarak ve amatörce,... Okumaya Devam et →
İK Blog yarışması ve ben
İK Blogları yarışıyor yerine degerlendiriliyor demek daha doğru olur. PERYON yoneticileri sağ olsun, anlamlı bir çalışma olarak görüyorum. Bizde bu yarışmaya başvuranlar arasında yer aldık. Hasbelkader IK adına yıllardır birşeyler yazıp çizmeye devam ediyorum. Esas değerlendirme jurisinden önce juri üyesi olmaya hevesli dostlar değerlendirme yapmaya başlamışlar bile..:) Eleştirilere sonuna kadar açık oldugumu yazmak ve degerlendirme... Okumaya Devam et →
Her bir yağmur damlası sevgi olsa
Güz ya, iyiden iyiye belli ediyor. Sararıp, dökülen yapraklar ve kapanan sema... Yağmur damlaları kar'a dönüşeceği güne hazırlık yapmaya başladı bile... Toprağa dökülen tohumlara hayat verecek rahmet dakikalarına bakarken düşünüyorum. Her bir yağmur damlasında sevgi dolu olsa, insan yürekleri topraga serilse ve bu sevgisiz yürekler sevgi damlaları ile ıslansa... Hasetlikler, kinler, düşmanlıklar ve tüm kötülükler... Okumaya Devam et →
Neden Kariyer Yönetimi ?
Kurumsallığı getirir Kişilerden bağımsız şirketin varlığını sürdürmesini sağlar Beklenmeyen riskleri planlı bir yaklaşımla minimuma indirir Kişi ve Kurum beklentilerinin uyumlu olmasını sağlar Büyümeyi destekler Geleceğin Liderlerini önceden tespit ederek geliştirilmesine olanak sağlar.
‘’OYLARINIZA TALİBİM’’
İNSAN KAYNAKLARI ALANINDA EMEK VERENLERİ BİR NEBZE OLSUN TAKDİR ETMEYİ AMAÇLAYAN BİR DEĞERLENDİRME YAPILIYOR. Türkiye İnsan Yönetim Derneği (PERYÖN), tarafından yapılan bu değerlendirmeye, birbirinden değerli İnsan Kaynakları alanında Usta olan 25 arkadaşımız daha katılıyor. BUNCA YIL BİR İNSAN KAYNAKLARI GÖNÜLLÜSÜ OLARAK VE AMATÖRCE, GEREK SOSYAL PAYLAŞIM ORTAMLARINDA, GEREKSE BLOGUMDA (www.ekremozturk.com) GÖSTERMİŞ OLDUĞUM ÇABA VE EMEĞİ... Okumaya Devam et →
Ağlamak çaresizlik değil
Ne zaman ağlayan birini görsem içim acısa da yine de sevinirim. Çünkü bilirim ki ağlayan kişinin kalbi henüz nasır tutmamıştır. Katılaşmamıştır yüreği. Kalp ağlamazsa gözyaşı da akmaz denir ya. İşte onun gibi. Sevindiğimizde atılan kahkahalar kadar, üzüldüğümüz zamanlarda dökülen gözyaşları da bir o kadar değerlidir. Bir düşünürün dediği gibi "Gözyaşı, çekilen sıkıntıyı ve bunun beraberinde... Okumaya Devam et →
Belki uzun, belki kısa bir yoldasınız.. Her başarısızlık sizin için birer, KAVŞAK Endişeleriniz bir, VİRAJ Arkadaşlarınız bazen GAZ PEDALI Olur bazen de FREN.. Düşmanlarınız trafik ışıklarındaki KIRMIZI, Aileniz ise yolunuzdaki UYARI TABELALARI, İş hayatınız ise ENGEBELİ BİR ARAZİ.. Ama deponuz PRENSİPLERİNİZ ile doluysa motorunuz, İRADENİZ Kadar sağlamsa.. inandığınız her şey SİGORTANIZ olmuşsa.. Ve yan... Okumaya Devam et →
Silkinin ve ayağa kalkın
Başarısızlık, düştüğünüz yerde kalmaktır. ... Silkinerek; ayağa kalkıp, o tecrübe ile tekrar eylemlere devam edebiliyorsanız her bir eylem, başarıya giden yoldaki basamaklarınızdan bir tanesi olabilir. Yaşamınızı neşe ve mutluluk içinde geçirmenin bir yolunu bulun… Zihninizden olumsuz düşünceleri çıkarın, bunların yerine olumlu düşünceleri koyun, yani bakış açınızı değiştirin. Düş bahçenizi ayrık otlarından temizlediğinizde güneş, sizin dünyanıza... Okumaya Devam et →
Bence mutluluk “fark” etmektir
Bence mutluluk “fark” etmektirElinizde var olan mutluluk kaynaklarını fark edip değerlendirebilme yeteneğiniz kadar hayatı kavrayabilir ve mutlu olabilirsiniz. Eğer böyle bir çabanız yoksa, bir gün hayat yine kendini fark ettirecektir, ama bu fark ediş çoğunlukla bir musibet eşliğinde gelecektir. Bir gün amansız bir hastalığın pençesine düşüp günbegün ölüme yaklaşmaya başladığınızda, gerçek mutsuzlukla tanışırsınız. O zaman anlarsınız... Okumaya Devam et →
Bir Sabah Herşey Bir Başka olabilir
Hani "Dost acı söyler" diyor ya, bir atasözümüz; işte bu söze bir ek yapabiliriz bu anlamıyla: "Dost acı söyler ama, dostuyla aynı acının ateşinde de küle döner" diyerek. Ki dost dönmek zorundadır da küle. Çünkü acı insanı, her zaman çatallanmış düşüncelerin yol ayrımlarının başına getirir ve tek başına bırakıverir oracıkta. Zaten ömrümüz hep bir yol... Okumaya Devam et →
Sevmeyen,”dostlarla ne işimiz var”
Aristo'nun tabiriyle,"birbirlerine hoş ve faydalı görünmedikleri gün birbirlerini artık sevmeyen," dostlarla ne işimiz var. Bizim, Peygamberimizi ısırmasın diye ayağını yılan deliğinin üstüne kapatan Ebu Bekir'imiz, suikastı haber alınca peygamberimizin yatağına yatan Ali'miz var. Son yudum suyu birbirlerine gönderip susuz şehit olan sahabelerimiz var. Bizim, "iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız", "sizden biriniz... Okumaya Devam et →
Bâcıyân-ı Rûm (Anadolu Bacıları)
Anadolu da, 13. yüzyılda Ahi Evran önderliğinde Ahi Teşkilatı' kurulmuş (Ahiyan-ı Rum) ve bu teşkilatın kadınlar kolu da, Anadolu Bacıları Teşkilatı' (Bacıyan-ı Rum) olmuştur. O dönemde, kadının toplumsal yaşam içindeki rolü yönüyle şaşırtan böylesi bir kadın teşkilatlanmasın kurucusu, Ahi Teşkilatı'nın baş mimarı sayılan ve ''Ahi Evrani Velinin eşi Fatma Bacı'dır.” Günümüzün modern dünyasında tarihimizi değerlendirirken,... Okumaya Devam et →
SON GÜN OLMASI ŞART MI?
Profesör derse şöyle başlamış: Düşünün ki; bugün dünyanın son günü. Yarın bu saatte her şey bitecek. Kurtuluş şansınız yok. Bugün ne yapardınız ? Ögrenciler tek tek yazmaya başlamışlar.. İbadet eder, ALLAH'tan günahlarımı affetmesini dilerdim. Tüm sevdiklerimle vedalaşırdım. Ailemle vakit geçirirdim. Anneme ve ya babama giderdim. Arkadaşlarımla yarım saat eski günlerdeki gibi basket oynardım. Barbekü partisi yapardım.... Okumaya Devam et →
Yaşamı anlamak
Öykü, yüzyıllar önce gözlemlenen bir olayı nakletmektedir: Bir keşiş araştırma yapmak için bir köye gitmişti. Önce o köyün mezarlığına girdi. Çünkü kültürlerin, yaşam felsefesinin böyle yerlerde gizli olduğuna inanıyordu. Gözleri birden mezar taşlarının üzerindeki rakamlara takıldı. Mezar taşlarında 5, 867, 900, 20003, 4979, 7, 421 örneği, birbiriyle hiç de bağlantısı olmayan rakamlar vardı. Uzun... Okumaya Devam et →
Güler yüz, konuşan dil….
"Siz önce güler yüzlü olmayı öğreniniz. İşte o zaman, alnınızda çizgiler olmaz. Ve işte o zaman, bir gönüle girmenin anahtarı elinizdedir." "Güler yüz, önce konuşan dilden önemlidir. Daha sonra dilinizle gözleriniz. gülsün."... Dünya kederlerle, yoksulluklarla, hastalıklarla o kadar dolmuştur ki, ruhlarımıza çöken kara bulutları dağıtacak bir güneşe ihtiyacımız vardır. Dünyanın “sevinç” ve “neşe” ekici insanlara... Okumaya Devam et →
İnsan kaynakları mı?
“İnsan kaynakları mı?, metal kaynağı duymuştum ama insan kaynağı hiç duymadım” demişti amcam hangi işle uğraşacağımı ilk söylediğimde. O zaman kendisinin cehaletine vermiştim konuşmamızı ama şimdi ona da hak vermiyor değilim. Lütfen, beyninizdeki insan kaynakları kavramından bir an sıyrılıp siz düşünün, insan kaynakları dendiğinde aklınıza ne geliyor? Kaynak kelimesi Türkçe’de bir şeyin diğeri ile birleştirilmesi... Okumaya Devam et →
HEDEFE GİDEN YOL
Genç bir adam, Japonya’yı bir baştan bir başa dolaşıp ünlü ustaların bulunduğu okulları gezer. Ünlü bir okula geldiğinde, bu okulun ustasıyla görüşmek ister. Genç adam ustanın karşısına çıktığında “benden istediğin nedir?” diye sorar usta. “Sizin tarafınızdan eğitilmek ve ülkenin en iyi karate ustası olmak istiyorum. Bunun için kaç sene çalışmam gerek?” diye sorar genç adam. “En az on sene” diye cevap... Okumaya Devam et →
TİPİK TÜRK YÖNETİCİLERİN ÖZELLİKLERİ
1.Bireysel popülariteyi, grup popülaritesinin önünde tutarlar. 2. “Ben, ben, yine ben” kavramı on plandadır. 3. “Bilmiyorum, yeterli bilgi sahibi değilim”, demeye utanırlar. 4. Babacandırlar, çalışanlara kol kanat germeyi severler. 5. Babacandırlar, çalışanları aileden kabul ettiklerinden onların özel yaşantısı ile de yakından ilgilidirler, her zaman kendilerine danışılmasını beklerler. 6. Bilgili ve yetişmiş astları kendilerine rakip gördüklerinden,... Okumaya Devam et →
Henry David Thoreau bir zamanlar şöyle yazmış: ” Kötülüğün dallarını parçalayan binlerce insana karşılık, köküne vuran bir kişi vardır.”
Evet artık zaman güzel yurdumun bilinçli insanları için Kötülüğün dallarını parçalamak kadar onun köküne de vurma zamanı. Cahilliğe, sevgisizliğe, açgözlülüğe, yalancılığa, kibire, bölücülüğe ve duyarsızlığa vurma zamanı. Kötülüğün köklerine de ancak ve ancak eğitimle, bilimle, sevgiyle, tok gözlülükle, dürüstlükle, tevazuyla ve birleştiricilikle vurabiliyorsak işte o zaman gerçekten kökünü kazıyabiliriz derim.
Harika Bir Öykü.. Onu Da Sen Ağırla.
Günahkâr bir adamdı, ayık gezmezdi. Bütün bir köy halkı yaka silkiyordu adamdan, ' ölse de, kurtulsak ' diyorlardı... Bir karısı vardı bu adamın, bir de kendisi. Hiç çocukları olmamıştı. Köy halkı böyle bir adamın zürriyetinin olmadığına memnundu. Kadın ise, adamın haline üzülse de ses çıkarmazdı, çıkaramazdı. Otuz yıldır evliydiler, döverdi, kızardı, her gün biriyle kavga... Okumaya Devam et →
Bugün Kepler havaya, yarın hayaller başka bir bahara!
Üniversitelerimizin mezuniyet törenlerin yapıldığı bugünlerde sosyal medyada en popüler resim keplerin havaya atıldığı anlardan oluşuyor. En az iki yıldan başlamak üzere yüksek öğretimde geçen sürenin bitimi çoşku ile kutlanıyor. Hasretlik bitiyor, aileye kavuşmak sevinci yaşanırken yaşamın bir dönemi bitip yeni bir döneme adım atmanın heyecanıda yaşanıyor. Ders çalışmalar, ödevler, projeler, erken kalkmalar, ders çalışmak adına... Okumaya Devam et →
Yüreğinize Gülün Gölgesi Hiç Düşmesin.
Umut hiç bitmeyen bahar mevsimidir, İçinde kar da yağar , fırtınada kopar. Ama çiçekler açmaya hep devam eder... Unutma; Hangi uçurumun kıyısında olursan ol Yüreğine bir gül çiz Her zaman heybende biraz umut Yedeğinde sevgi kırıntıları bulunsun Dilerim ki, Yüreğinize Gülün Gölgesi Hiç Düşmesin.. Ve Siz, Yüzlerinizde Gülüşlerin En Güzeli İle Hep Geleceğe Bakın ..... Okumaya Devam et →
Soranlara Selam Olsun
“Selamı veren eman verir; selamı alan selamette olur” der ve “garibe bir selam, bir altın yerine geçer” diye ilave eder. Barıştır selamın bir anlamı ve bir anlamı huzur. Selim ile Salim, Selami ile Selamet, Süleyman ile Müslim, Müslüman ile İslâm… Hep aynı kökten hep aynı çiçekten. Ilgıt ılgıt rüzgar, ışık ışık tebessüm. Hiçbir şey iken... Okumaya Devam et →
Her şeyin olabilir…
Her şeyin olabilir.. Evlerin, arabaların.. Bilgisayar vs… her türlü teknolojik imkanın, renk renk elbiselerin, pahalı parfüm ya da kremlerin ve pahalı alışkanlıkların… Ve sen !.. Her şey olabilirsin…... Güzel ya da çirkin.. Uzun ya da kısa olabilirsin.. Boylu poslu.. Gösterişli ya da gösterişsiz… Tombul yada zayıf…. Genç ya da yaşlı… Kadın ya da erkek olabilirsin…... Okumaya Devam et →
Gönül almak çok zor; ama kırmak ise kolaydır
Dünya hayatında en değerli şeylerden birisi, insanların gönüllerini kazanmaktır. Daralan, sıkıntı içinde olan bir insanın imdadına yetişmekten daha güzel ne olabilir ki?!.. Dertlilere derman, çaresizlere çare olmak ne büyük bir iştir! Maalesef bugün, ‘gönül kazanma’ işini biraz aksatıyoruz. Dünya işlerine o kadar dalmışız ki, büyüklerimizin üzerine titrediği gönlü kazanmak ve hoş tutmak bir yana, kolayca... Okumaya Devam et →
“Ahilik ve Ahilik Haftası Üzerine”
Ahilik Haftası etkinliklerini kutlamaya hazırlandığımız bu kent, gelişigüzel ve sıradan bir yerleşim alanı değildir. Hiçte sıradan bir kent olmayan Kırşehir, ne zaman ki kimler Türk kültür hazinesinin ana kaynağını aramaya çıktıklarında mutlak uğrak vereceği bir Şehir olmuştur. Hoşgörünün insanları Hacı Bektaş-ı Veli Tabduk Emre, Şeyh Edebali ve Yunus Emre, Türkçenin edebiyat dili olduğunu haykıran Aşık... Okumaya Devam et →
Hayata Dair
Bir şeyi yapmak yalnızca sana zor geliyor diye bunun bir insan için imkansız olduğunu düşünme... Eğer bir şeyin insan için imkanı varsa ve insan doğasına uygunsa, senin tarafından da yapılabileceğine inan... Birisine bir iyilik yaptığında ne bekliyorsun? ... Doğru şeyi yaptığından ötürü hoşnut olman ve bu iyiliğin karşılığını beklememen gerekmez mi? ... İnsanlar birbirleri için... Okumaya Devam et →
İŞİNDEN USANANLAR İÇİN
Her sabah erkenden kalkıp gece geç saatlerde eve dönmekten sıkıldınız mı? Özellikle de özel sektörde çalışma saatleri çok uzun sürdüğü için herkes aynı sorundan şikayetçi. Peki bu durumda neler yapabilirsiniz, tüm gün işinize nasıl konsantre olabilirsiniz? Lifehacker isimli internet sitesinde yer alan habere göre, işte işyerinde aktif kalmanızın yolları: Sadece bırakın: Eğer işyerinizde son noktaya... Okumaya Devam et →
TÜRK YÖNETİCİLERİN TİPİK ÖZELLİKLERİ
Bireysel popülariteyi, grup popülaritesinin önünde tutarlar. “Ben, ben, yine ben” kavramı on plandadır. “Bilmiyorum, yeterli bilgi sahibi değilim”, demeye utanırlar. Babacandırlar, çalışanlara kol kanat germeyi severler. Babacandırlar, çalışanları aileden kabul ettiklerinden onların özel yaşantısı ile de yakından ilgilidirler, her zaman kendilerine danışılmasını beklerler. Bilgili ve yetişmiş astları kendilerine rakip gördüklerinden, kısa zamanda onlardan kurtulmak isterler.... Okumaya Devam et →
“Bugün benim doğum günümdü”
Mevsimlerin en güzeli olan ilkbaharın en güzel aylarından Nisan ayının, 23 sabahında bugün benim doğum günüm diye başladığın günde “bugün benim doğum günümdü” diyerek kapıyorum. Günü kapatırken, geceye Regaip Kandilinin manevi ikliminin eşlik etmesi benim için ayrı bir mana kattı. Bir gün daha geçti ve bir günler, bir yıl oluyor ve bir yaş daha yaşlanıp,... Okumaya Devam et →
Bugün Doğum Günüm (23 Nisan)
Bugün Doğum Günüm (23 Nisan) ve bugünden doğum günümü kutlayan arkadaşların hatırlattığı ve her doğum günümde düşündüren bu şiiri (KALDIRIMLAR) paylaşmayı gelenek haline getirdim. “ Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin' derken bu şiirden bende ' ben gideyim yıllar dursun” demek istediğim zamanlar oldu ama yaşamın yada yaradılışın gerçeklerini unutmakta olmuyor. Biz... Okumaya Devam et →
SOSYAL MEDYA VE İNSAN KAYNAKLARI FANTEZİLERİ
Çok iyi biliyorum, bu yazıda ilk dikkat çeken kelime fantezi olacaktır. Bizim toplumun hassas olduğu ve mana yüklediği kelimelerden biri olduğu için ve yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına önce bu kelimeyi izah edeyim. Fantezi, hayal gücüyle doğru orantılı olan düşüncelerin tümüdür denilebilir. Yani, hayal gücünü kullanarak gerçek olmayan bir şekilde planlamak, şekillendirmek, üretmek, oluşturmak, bazen... Okumaya Devam et →
“Herkes kendisinden önce gelip kendisini etkileyen kişileri itiraf edecek kadar gerçekçi olmalıdır.” Sabahları her günü önemli bir günmüş gibi düşün. Her şeye açık ol ve her şeyi dinle. Hayatınla barışık ol. Evinin dışında sarhoş olmamaya çalış. Hissettiklerini özgür bırak, kendi biçimini bulacaktır. Karalama defterleri ve özensizce yazılan daktilo sayfaları sevinç kaynağın olsun. Zihninin derinlerindeki sonsuzluktan... Okumaya Devam et →
Sosyal medya ile iletişim kurmak
İnsanların birbirleri ile birebir olan iletişimini yok ettik. Yüze konuşmaz olduk. Nasıl bir İnsan olduk.. Hadi yerdiğimizi söyleyemezken neden sevdiğimizi söyleyemiyoruz. Bu nedir ve neyin korkusu var. Sorunları birebir söylemek yerine facebookta paylaşıp, görmesini beklemek ve tepkisini ölçmek yeni bir iletişim aracı oldu. Yan yana çalışan insanlar, aynı evi paylaşan eşler, kardeşler, dostlar, sevenler, nefret... Okumaya Devam et →
Ne Kadar Zengin Olduğumuzun Farkında mıyız?
Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir haber aslında ne kadar trilyoner insanlar olduğumuzu ama farkında olmadığımızı hatırlattı bana. Haberde Amerika'da en gelişmiş teknolojiyle üretilen biyonik kolun özellikleri anlatılıyordu. İşlevsel olarak canlı bir kol kadar kullanılamasa da görünüm itibariyle canlı bir kola benzetebilmenin mutluluğunu yaşıyordu bilim adamları. Haberin ne kadar şükretsek azdır dedirten kısmı ise, biyonik kolun maliyetiyle... Okumaya Devam et →
Sağlık çalışanlarının, 14 Mart “Tıp Bayramın”larını kutluyorum.
İki yılı geçkin bir süre görev yapmış olduğum Kamu Hastaneleri sürecinde, insanı yaşatmaya ve insanlara daha sağlıklı bir yaşam sunmayı ilke edinen, bu kutsal ve saygın mesleği büyük fedakârlıkla yerine getiren, en güç koşullarda bile sağlık hizmetinin özveriyle sunmanın çabasını veren sağlık çalışanlarını yakından tanıdım ve çalışma koşullarını gördüm. Bunlar içerisinde çok değerli ve gerek... Okumaya Devam et →
ÜNİVERSİTE MEZUNU OLMAK VE İŞSİZLİK
Mezun Oldum, “İş Verin Bana”… Günümüzün en büyük sorunlarından biri olan işsizliğin en çok etkilediği kesim genç nüfus olup, bunlar içerisinde ise yeni mezun olanlar daha çok etkilenmektedir. Okullaşma ile birlikte ilk ve orta eğitim alan nüfusun sayısının artmasına paralel olarak artan ve her kentte açılan Üniversiteler ile yükseköğretim görenlerin sayısı da artmıştır. Bu artış... Okumaya Devam et →
Dostum, “faydasız bildiklerini unut” diyor, Şems-i Tebrizi hazretleri..
l "Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne fayda getirmeyen bilgilerini silmekle başla” Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et. Gıybet etme sakın,bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker. Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları kem dille yargılama, bil ki yanılırsın.Birini nekadar çok aşağılar... Okumaya Devam et →
SEN KENDİNİ YÖNETİCİ SANIYORMUSUN?
Yöneticilik, belirli yetkinlik ve deneyim gerektiren bir kariyer sürecidir. Sadece yetkinliğe yada sadece deneyime sahip olunmak yöneticilik için yeterlimidir? Belirli yetkinliklere sahip olmak yönetici olmak için yeterli olmaz. Yetkinliğin yanı sıra mutlaka iş deneyimi hatta yaşam deneyimi gerekir. Çok iyi bir eğitim almış olabilirsiniz. Yöneticide olması gereken yetkinliklerin birçoğuna da sahip olabilirsiniz ancak deneyim sahibi... Okumaya Devam et →
UNVAN, STATÜ VE MAKAM DERDİ OLANLARA BİR HİKAYE..
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar: “Kimsin?” “Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.” Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: “Sen kimsin?” “Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara. “Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca. “Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam. “Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca. “Vezir” demiş adam. “Daha daha sonra ne olacaksın?” “Bir ihtimal sadrazam olabilirim.” “Peki, ondan sonra?”... Okumaya Devam et →
VEFA YOK, AHDE HÜRMET HİÇ
Milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY der ki; “ Vefa yok, ahde hürmet hiç. Emanet lafzı bi medlul. Yalan rayiç, hıyanet, mültezim her yerde, hak meçhul!” Vefanın gerçekten hiç olmadığı ahde hürmet diye bir kavramın unutulduğu, emanete hıyanetin normal sayıldığı, çıkara aracılık yapanların ve hakkı yok sayanların bu kadar arttığı bir zamanda ahde vefayı aramak zorlaştı.... Okumaya Devam et →
Anne – Baba ve Eğitimciler İçin Tavsiye Edilen 35 Film
Uzun süredir anne-babalar, eğitimciler ve çocukla çalışanlar için tavsiye edilebilecek filmler üzerinde çalışan Pedagoji derneği tavsiye filmler listesini yayımladı. Yapılan açıklamada: “Bazen bir film, bir kitap kadar farkındalık kazandırabiliyor. Hayata bakış açımıza katkı sunabiliyor. Bu nedenle eğitici özelliği olan birçok filmi değerlendirdik ve bu listeyi hazırladık. Bu çalışma ile amacımız anne-babalara ve eğitimcilere çocuk konusunda... Okumaya Devam et →
Eğitim mi?, Tecrübe mi?
Daha önceki bir tartışma konumuzda değinmiştim. İnsan Kaynakları (diğer bölümler) lisans mezunu genç arkadaşlarımızda Üniversite eğitimlerini eksik bulup, farklı kurs veya sertifika programları ile kendilerini geliştirip yada belge (diploma, katılım belgesi, sertifika) sayısını çoğaltıp iş arayışına girmelerini öneriyor yada istiyoruz. Diğer yandan 50 yaşına gelmiş, 30 yıllık iş deneyimine ve tecrübesine sahip, referansları çok iyi... Okumaya Devam et →
Söz Vermiştin Bana, Yanı Başında Kariyer Yapmama
Towers Watson danışmanlık şirketinin 26 ülkeden 32 bin çalışanla gerçekleştirdiği, “2014 Küresel Yetenek ve Ödül Yönetimi” adlı çalışmanın en önemli bulgusu : Çalışanların beklentileri ile işverenlerin vaatlerinin birbiriyle örtüşmediği.
Araştırmanın sonucunda ; Türkiye’deki çalışanların en çok iş güvencesi, kariyer fırsatları ve emeklilik haklarını önemsediğini ; işverenlerin ise çalışan ararken, kariyer fırsatları ile kurumlarının saygınlığını ön plana çıkardığını tespit etmişler.
Beklentilerin örtüşebilmesi için şirketlerin geçirmesi gereken evrim süreci konunun bir tarafı. Konunun diğer tarafı ise “söz vermek, vaatte bulunmakla” ilgili . Henüz çalışan ararken işverenin ön plana çıkardığı konular, yani vaat ettiği kariyer fırsatları ve kurumun saygınlığı, uygulamada ne kadarıyla gerçek?
İşe alım sürecinde ; kurum abartılıyor, kariyer ve eğitim fırsatlarından sıkça bahsediliyor, adayı kaçırmamak için pek çok “taktiksel” taklalar atılıyor atılmasına da, aday çalışan olarak bünyeye dahil edildiğinde maalesef aynı hassasiyet gösterilmeyebiliyor.
Vaat ettikleriyle uygulamaları örtüşen şirketleri bir kenara koyuyorum, örtüşmemesi durumunda ve çalışan bu duruma itiraz ettiğinde, işe alım…
View original post 201 kelime daha
PROFESYONEL İŞE ALIMCILAR CV NİZİ NASIL DEĞERLENDİRİYOR?
CV niz kişisel bir ürün. Sizi, deneyim ve tecrübelerinizi yansıtmak üzere tasarlanmış, iş dünyasının kabülü, iş dünyasında oluşabilecek kariyer fırsatların değerlendirilebilmesi için hazırlanan, iş görüşmelerine davet aldıran, sizin kişisel pazarlamanızı ve konumlandırmanız ile kurumsal dünya için markalaşmanızı destekleyen özel kurumsal bir araç.
Yeni trend CV lerin profesyoneller tarafından hazırlanması. Bence yanlış bir bakış açısı değil. Doğru bir bakış açısı. Eğer kendiniz hazırlayamıyorsanız, kayboluyorsanız, zor geliyor ise, İngilizceye sizi doğru temsil edebilecek kelimeler ile hakim değilseniz, yaptığınız işler size sıradan görünüyorsa, öne çıkartacağınız özellikler konusunda emin olamıyorsanız, evet CV hazırlamak zor, kimileri için de işkence bir süreç. O zaman başkasının sizin adınıza bu çalışmayı sizin ile yapıyor olması doğrudur. CV nizi ister siz ister başkası sizin adınıza hazırlıyor olsa dahi CV niz bir değerlendiricinin eline geçtiğinde bir süzgeçten geçiyor.
Çoğu işe alım profesyoneli daha doğrusu İşe alım konusunda gerçek ve profesyonel zihniyette çalışan kişiler bir CV ‘yi incelerken 4 perspektiften CV…
View original post 1.023 kelime daha
Cv’nin Felsefesi
Dün, blogger arkadaşım Nigar Atay‘ın “Esrarengiz CV” isimli yazısını okudum. Beğendim ve düşüncelerimi eklemek için altına yorum olarak yazacakken bir anda o kelimeler kar tanesine dönüştü. O kar taneleri birikti ve önce kar topu, sonrasında da bir çığ oldu. Ben de bu büyüklükte bir yorumu yayınlamak yerine yazı şeklinde yayınlamayı tercih ettim =)
Çalışan bir insana, klavyesinden gülümser CV
Konumuz CV
Cv de ne demek? diye dert yanarken, şu anda çalışan kesimin yüzde 80’inin (baby boomer ve x kuşağının bir kısmının cv ye gerek olmadan işe giriş yaptığını düşünerek) hayatında bir kez dahi olsa karşılaştığı hadisedir. İşyerinden Curriculum Vitae yani Özgeçmiş istenir. Fakat bu, kitap arkasındaki yazarın özgeçmişi gibi olanlardan değil. Daha profesyonel olarak tabir edilen, yetkinlik ve seviyelerinizi belirttiğiniz bir bilgilendirme yazısıdır.
İçeriğinde kişisel iletişim bilgilerinden, İş deneyimleri ve hatta yetkinliklere kadar pek çok ibareyi barındırır. Genellikle 1 sayfalık olan temel cv ler, bazen sayfalarca düzenlenmiş olabilir.
View original post 370 kelime daha
Hareket, Hareket, Hareket….
Osman Müftüoğlu’nun HASTASIYIM.Yani sürekli takipçisiyim.Her yazdığını sizlerle paylaşmak istiyorum. Siz en iyisi sitesinden ya da Hürriyet gazetesinden benim gibi her gün okuyun göz gezdirin, başlıklara bakın. Benden söylemesi.Bugün Hürriyet’de yayınlanan yazısını paylaşıyorum,sonra da hemen biraz daha yürümeye gidiyorum. Sevgiler, sevgiler…
HAREKETSİZLİK Mİ, KİLO MU?
Altmışlı yaşlara yeni “merhaba” diyen dostum “geçen hafta yaptırdığım kan analizleri mükemmel neticeler verdi” deyip sandalyesine keyifle yaslandı, ardından da ekledi. “3-5 kilo fazlam var ama ciddiye almıyorum. Yalnızca tahlillerim değil, fonksiyonel testlerimin sonuçları da mükemmel. Kalbime efor testi yapan kardiyolog da, denge ve bellek fonksiyonlarımı inceleyen nörolog da beni iyi buldular”. Ardından da şu soruyu ekledi, “hareketsizlik mi, fazla kilo mu daha tehlikeli?”
Önce şu bilginin altını kalınca çizelim: HAREKETSİZLİK yapılabilecek en büyük hatadır. Bedenimiz sadece eklem ve kemikleri için değil, her hücre, doku, organ ve sistemleri için de hareket etmek zorundadır. Hareket etmeyen beden yaşı ne olursa olsun sorun çıkarır. Bunu kanıtlayan çok…
View original post 830 kelime daha
İk, İk. Söyle Bana…
Her İK’cıya “Sen bilirsin….” girizgahı ile sorulan birkaç soruyu siz sevimli İK’cılar ve onların zaman katili arkadaşları için cevaplandırdım. Cevabını merak ettiğiniz diğer soruları yorum bölümüne ekleyebilirsiniz?
İnsanla Uğraşmak Zor Değil Mi?
Aslında baktığınızda iş hayatının her noktasında insan olduğundan dolayı benzer zorlukları yaşıyoruz. İK’cıların diğer beyaz yakalılardan ayrıldığı nokta, İK’nın insan ile ilgili sorun ne olursa olsun göğüslemek ve çözmek zorundadır. Diğer bölümlerde çalışanlar sorunlarını yöneticilerine anlatırlar ve çözüm ararlar. Çözümü bulunmayan bütün sorunlar ise İK’ya yönlendirilir. Gerçekten İK’ya gönül verenler bu tür problemleri “insanla uğraşmak” yerine “insanla çözüm aramak” olarak algıladığından çözüme daha az zahmetle ulaşırlar.
Ofiste boş oturmak yerine ne yapıyorsunuz?
Sebebi nedir bilmiyorum ama İK çalışanlarının bütün gün ofiste boş boş oturduğunu düşününler var. Gürol Ağırbaş’ın bir sözünü İK’ya uyarlayarak bu soruyu cevaplarsak “İK’nın varlığını yokluğunda anlayabilirsiniz” diyebilirim.
Bana şu müdürün maaşını söyleyebilir misin?
Şirketin boyutuna ve organizasyon yapısına göre İK’cı bütün maaş bilgilerine erişemeyebilir. Bu…
View original post 427 kelime daha
ZAMANIN DEĞERİNİ BİLMEK
Zamanın değerini en iyi kim bilir sorusunun cevabını ölüme en yakın olanlar bilir demek en doğru cevap olur sanırım. Bir yarışmada hedefe ulaşmak için yarışanlar için bir kaç saniyenin bile ne kadar önemli olduğunu düşünürsek zamanın değerini daha iyi kavrayabiliriz. Filmlerde izleriz, patlamaya hazır bir saatli bombanın saniyelerin değerini ölçemeyiz. Buna benzer bir dolu örnek... Okumaya Devam et →
İŞYERLERİNDE ÇATIŞMA
Ahi Evrani Veli’ nin “Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir” sözünü okurken işyerlerinde rekabet ve bunun sonucunda ortaya çıkan işletmelerdeki çatışmalar aklıma geldi. Günümüzde daha da artan işyerlerindeki çatışma sorununa en güzel reçete sanırım bu güzel söz olur diye düşündüm. İşyerlerindeki çatışma nedir? İnsanlar işyerlerinde neden... Okumaya Devam et →
AHİLİK’TE VE İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE MESLEKİ EĞİTİM
Kırşehir’in en önemli değerlerinden biri olan Ahilik ve Ahiliğin prensiplerinin günümüzde hala etkinliğini kaybetmediği gibi gerçek manada uygulandığı takdirde, birçok alanda katkı sağlayacağını görebilmekteyiz. Ahilik gibi değere sahip bir şehirde mesleki yaşamın niteliklerinden olan çıraklık, kalfalık ve ustalık gibi mertebelere insanımızı hazırlayan, mesleki eğitimde neden zayıf kaldığı önemli bir sorun olarak ele alınmalı ve bu... Okumaya Devam et →
İK Blogları
Personel Yöneticileri Derneği, İK Blog Ödülleri Kazananları listesinde, Usta Öğreticileri sıralamasında bana da yer veren değerli meslektaşlarıma teşekkür ediyorum. https://alicevatunsal.wordpress.com/ik-bloglari/ Peryön İK Blog Ödülleri Kazananları 1- Zuhal Aslan Çiftçi – İKulis 2- Ali Cevat Ünsal – İnsan Kaynakları Amatörü 2- İbrahim Babadağı – Bana İş Bul 1- Aydan Çağ – Çağın İnsan Kaynakları 2- Saygı... Okumaya Devam et →
İNSAN olmak zor zanaat..YAŞAMAK fırsattır….
Pazartesi farkında olmadan Salı.. Salıda Çarşamba oluyorsa... Perşembe geldiğinde haftasonu için geri sayılıyorsa, birinci hafta yerini ikinciye, ikinci üçüncüye, Ocak Şubat'a, Şubat Mart'a derken Nisan olduğunda yaz geliyor diye mutlu olunmuyorsa; O zaman günümüzü gün etmiyoruz.. Bence Günümüzü Yarın Ediyoruz... Günüzü YARIN ETMEYİ bırakında.. GÜNÜNÜZÜ GÜN EDİN... İnsan biraz çocuk olmalı, bir balon gördüğünde istiyorum diye tutturup ağlayabilmeli İnsanın bir annesi olmalı, eteğini... Okumaya Devam et →
Benim baktığım gibi görebiliyor musun?
Fransız gelişim psikologu Jean Piaget, açıklayıcı bir deney gerçekleştirdi. Bir grup çocukla tanıştı ve onlara incelemeleri için birer tahta blok verdi. Bu bloğun bir tarafı yeşil boyanmıştı ve diğer tarafı da kırmızıydı. Çocukla yüz yüze oturarak bloğun kırmızı tarafını kendisine, yeşil tarafını da çocuğa dönük şekilde aralarında tuttu. Piaget çocuktan gördüğü rengi tanımlamasını istedi. Çocuk... Okumaya Devam et →
Sakıp Sabancı’nın iş hayatında başarı için 15 öğüdü
Sakıp Sabancı’nın iş hayatında başarı için 15 öğüdü vardır: 1- Hedefinizi belirleyin. 2- Ayran gönüllü olmayın. 3- Zigzag yapmayın. 4- Güçlük ile başarısızlığı birbirinden ayırın. 5- Cepheyi daraltın, dar cepheden hücuma geçin. 6- Geçmişe bağlanmayın, ancak ders alın. 7- Ustanın yanında çırak olun, işi öğrenin. 8- Tek adam olma devrini kapatın. 9- Şov yapmayın. 10-... Okumaya Devam et →
Çalışanlarınız Zihninizi Okuyamazlar…
Lider olarak ne başarmak istiyorsunuz? Çalışanlarınız bu amaca ulaşmak için ne yapılması gerektiğini biliyorlar mı? Nasıl davranmaları gerektiğini biliyorlar mı? Bu "ne" ve "nasıl" sorularının cevabını bildiklerinde, çalışanlarınıza işlerini etkili bir şekilde ve zamanında yapabilmeleri için gerekli özgürlüğü sağlıyor musunuz? Bunlar, tüm liderlerin karşılaştığı pratiğe yönelik iş sorunlarıdır. Benzersiz ve kalıcı bir yöntemle amaçlarınıza ulaşmanız... Okumaya Devam et →
Kendimi Seviyorum Çünkü….
Mutlu olmak, hayal ettiğimiz hayatı yaşamak, her güne tutkuyla başlamak için öncelikle kendimizi sevmeliyiz. Şimdiye dek yaşadığımız veya inandığımız bazı olumsuz duygular nedeniyle kendimize duyduğumuz sevgi ve saygı azalmış olabilir ancak şuan bunu değiştirebiliriz! Aşağıdaki listede “kendimi seviyorum çünkü” diye başlayan her cümleler var. Kendini sevmenin yollarından biri olan olumlu ifadelerle her gün biraz... Okumaya Devam et →
2015 YILINA GİRERKEN…
2015 yılının bir önceki yıla ve yıllara göre farklı kılmak için birkaç önerimizin değerlendirmeniz sizin için faydalı olabilir.
Teşekkür ederim
Ziyaretime gelerek çalışmalarımız hakkımda bilgi alarak bizlere moral ve güç veren değerli İl Genel Meclisi üyelerine teşekkür ederim.
Kent Kimliği
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Kırşehir Belediyesinin ortaklaşa düzenlediği Şehir Kimliği Çalıştayı tanıtım toplantısı yapıldığını basında takip ederken, önemli gördüğüm bir kavram olan “Kent Kimliği” konusunda sürecin devamını da merak ediyordum. Kırşehir Kent Konseyinin kurumsallaşması ve yaşatılması konusunda sorumluluk alan ve Kırşehir’de Gençlik Meclisi, Kadın Meclisi ve Engelliler Meclisinin kurulmasını sağlayan biri olarak bu konuyu... Okumaya Devam et →
BAYRAMINIZ BAYRAM OLA …
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan... Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık... Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır. Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp 'Çok şükür bugünü de gördük' diyebilmek... Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır. Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken... Okumaya Devam et →
SOMA! SİYASET VE İŞ GÜVENLİĞİ
Geçen hafta içerisinde yaşadığımız ve ülkemizi yasa boğan elim maden kazası 301 maden işçisi hayatını kaybetti. Ülke tarihinin en büyük maden kazalarından birini yaşarken, bu kaza ile iş güvenliğinin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Bir kaza sonrası yapılan değerlendirmelerin iş kazasının dışına çıkarılıp bir hükümet yıkma operasyonuna götürüldüğüne şahit olduk. Ulusal medyanın yaşanan faciayı... Okumaya Devam et →
BAŞARININ SIRRI
İnsan yaradılışından itibaren başarılı olmak için çabalamıştır. Başarıyı kazanmak olarak görmüş, yarış olarak gördüğü her alanda kazanmayı amaçlamıştır. Başarıyı yaşamda gerek sosyal yaşam gerekse kariyere giden yolda olmazsa olmazı olarak görmüştür. Kazanmak her insanın hedeflediği ve başardığında mutlu olduğu bir kavramdır. Başarmak sadece bir sınav kazanmak, bir işte istenileni yapmak, spor müsabakasında derece almak değildir.... Okumaya Devam et →
İK Blogger – Blog Listesi
İK Blogger – Blog Listesi
Tüm ik bloggerlarının bir arada toplanması için kurulmuş ve bunun için çalışan İK Blogger Club, Elif Kağnıcı tarafından oluşturulmuştur. Bu liste Sn.Artemiz Güler’den ilham alınarak hazırlanılmıştır. Her ay Ceren Bandırma ve Elif Kağnıcı tarafından güncellenmektedir.
Yeni isimlerin bu listeye dahil olması için @ikbloggerclub twitter adresine bilgi verilmesini önemle rica ederiz.
İK Bloglarının bir arada toplanması için kurulmuştur.
Tüm ik bloggerlarının bir arada toplanması için kurulmuş ve bunun için çalışan İK Blogger Club, Elif Kağnıcı tarafından oluşturulmuştur.Bu liste Sn.Artemiz Güler’den ilham alınarak hazırlanılmıştır. Her ay Ceren Bandırma ve Elif Kağnıcı tarafından güncellenmektedir.
Yeni isimlerin bu listeye dahil olması için @ikbloggerclub twitter adresine bilgi verilmesini önemle rica ederiz.
View original post 369 kelime daha




Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.