Herkesin seviyormuş gibi yaptığı, ancak sevginin ne olduğunu pek az kimsenin bildiği bir zamanda yaşıyoruz. Belki de bütün zamanlar böyleydi. İmam Şafii'ye; "O kadar insanla dostluk kurdum ki, ellerim dolu sanıyordum. Başıma bir bela geldiğinde, kimseye acımayan zamandan şiddetliydi, dostlarımın ihaneti" dedirten hangi duygularsa, Yüzyıllar önce yaşayan Hesiedos'a, "sevme beni sözlerle, şuurlu ol, hem de... Okumaya Devam et →
Takdirname
Dün karne günü olması nedeniyle sosyal medyada ebeveynlerin karne sevinçlerini izliyoruz. Haklı ve gerçekten guzel duyguların oluşturduğu bir sevinç! Boy boy teşekkür, takdir, başarı, onur belgesi gibi belgeler paylaşılıyor. Veliler, öğretmenler ve çocuklar... Ellerinde bu süslü belgeler ile guzel karelerde, tebessüm eden yüzler, parlayan gözleri görüyoruz. Hemen hemen tanıdığım herkesin çocuğu, kardeşi, yeğeni, torunu olan... Okumaya Devam et →
Pazartesi Sendromu
Pazartesi gününe günaydın... Pazartesi sendorumu diye birşey yok aslında. Sevdiği bir iş ve huzurlu bir çalışma ortamına gidemeyen çalışanlar için haftanın ilk günü vardır. Pazartesi bu insanlar için gercekten zordur. Yine aynı iş yerine gidecegim, yine aynı ortam ve o insanları göreceğim diyen insanlara zordur, Pazartesi... Sevdigi bir iş ve huzurlu bir çalışma ortamına sahip,... Okumaya Devam et →
Her engel, yaşam koşullarınızı iyileştirmenizi sağlayacak bir fırsattır.
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de neler olacağını görmek için pencereye oturmuştu. Sabahtan oğlene kadar ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler ve hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları... Okumaya Devam et →
Siz ne dersiniz?
Keşke uğrunda koştuğumuz paraya, şöhrete, mevkilere bir an önce ulaşsakta asıl aradığımızın onlar olmadığını anlayıp, toprakla sarılmadan önce daha değerli ve kalıcı şeylerin arkasından koşar olsaydık ne hoş olurdu değil mi?
Ne kadar bilsen de hiçbir zaman yeterince bilemeyeceğini unutma
Dostum, "faydasız bildiklerini unut” diyor, Şems-i Tebrizi hazretleri... Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne fayda getirmeyen bilgilerini silmekle başla” Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et. Gıybet etme sakın,bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker. Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları... Okumaya Devam et →
Bardağı yere bırak
Profesör, elinde, içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı. “Bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?” diye sordu. Öğrenciler, ’50gr!’ …. ’100gr!’ …. ’125gr’ cevabını verdiler. “Bardağı tartmadıkça gerçekten ben de bilemem” dedi profesör ve devam etti:“ Ama, benim sorum şu: Bu bardağı böyle birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?” - Hiçbir şey -Tamam, peki 1 saat... Okumaya Devam et →
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.