Geleceğin İnsanı Kim ?

Üniversitemiz Yönetim Bilişim Topluluğu tarafından ÜNİDES kapsamında düzenlenen “Yeni Dünyanın İnsanı Kim?” başlıklı söyleşinin İletişim oturumunda, değerli hocalarımız Prof. Dr. Ayfer Şahin ve Prof. Dr. Dilek Genç Tanırım Kurt ile bir aradaydık.
Yeni dünyanın birey profili, dijital dönüşümün insan üzerindeki etkileri ve geleceğe dair öngörüler üzerine verimli ve ilham verici bir sohbet gerçekleştirdik.
Katkı sunan, emeği geçen ve bizleri yalnız bırakmayan herkese teşekkür ederim.

“Geleceğin insanı kim olacak?”
Ve en önemlisi: O insan ben olabilir miyim?

Yada;
“Ben kim olmak istiyorum? Ve bu dünyada ne yapacağım, hangi izi bırakacağım?” Sizler iyi üniversitelerde ve iyi ortamlarda eğitim alıyorsunuz.
Teknolojiyi anlıyor, sistemleri kuruyorsunuz, veriyle konuşuyorsunuz, analizle düşünüyorsunuz. Ama şunu kabul edelim ki;
Dünya, artık bildiğimiz gibi değil.

  • Yapay zekâ artık kendi yazılımını yazıyor.
  • Robotlar müşteri temsilciliği yapıyor.
  • Algoritmalar CV inceliyor, mülakat yapıyor.

Ve bizler, bu yeni dünyanın tam ortasındayız. Peki böyle bir dünyada insan olmanın anlamı ne olacak?
İnsan hâlâ vazgeçilmez olacak mı?
Yoksa biz de “veri”leşip sıradanlaşacak mıyız? İşte bu noktada umut veren bir gerçek var: Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin asla samimiyet üretemiyor. Empati kuramıyor, güven veremiyor, bir omuza dokunamıyor, bir gözyaşına saygı duyamıyor. Ve tam da bu yüzden, geleceğin insanı daha teknik değil, aksine daha “insani” olacak.
Ve belki her zamankinden daha fazla: Kalp sahibi biri olacak.

Tabiki, geleceğin insanı önce iletişim kurabilen insan olacak. Ama kastettiğimiz sadece konuşmak değil…
Gerçekten duyabilen, anlayabilen, dinleyebilen bir insan…

  • Kendini açık ve doğru ifade edebilen,
  • Krizlerde sakin kalabilen,
  • Duygusal zekâsını yönetebilen,
  • Başkalarının fikirlerine saygıyla yaklaşan biri…

Çünkü bugünün dünyasında iletişim artık sadece kelimelerle yapılmıyor.

“İyi iletişim, insanın kalbiyle kurulur.” Ve sizler, bu dijital çağda bu kalbi taşıyorsanız; en değerli kodu zaten yazmışsınız demektir.

Artık şirketler şunu fark ettiki;
Bir diploma, bir sertifika, bir CV her şeyi anlatmıyor.

  • Diplomadan çok yetkinlik,
  • Sertifikadan çok davranış biçimi,
  • Kariyer hedefinden çok öğrenme tutkusu değerli hale geldi.

Yani bir işe başvurduğunuzda sizden beklenen, sadece işi yapan biri olmanız değil, kuruma katkı sunan bir değer, bir yol arkadaşı olmanız.
Yani geleceğin insanı, çalıştığı yeri dönüştüren insan olacak.

İşe alımlarda ve insan kaynakları projelerinde yüzlerce gençle görüştüm ve onlar ile çalıştım.
Her biri pırıl pırıldı.
Ama bazıları vardı ki, onları unutamadım… Çünkü sadece “bilgi” değil, “karakterde” taşıyorlardı.

O gün bir not aldım : Teknik bilgi öğrenilir ama güvenilirlik inşa edilir. Vicdan, çalışkanlık, sorumluluk… bunlar sadece sınavlada ölçülmez. Ve bir şey daha fark ettim: Gelecekte şirketler en bilgiliyi değil, en güvenilir olanı arayacak.

Bugün size bir formül veremem.
Ama iç dünyanıza ışık tutacak 10 küçük öneri bulunacağım.

Geleceğin İnsanı Olmak İçin 10 Kazanım

  1. Dinlemeyi öğren – Sadece kulağınla değil, kalbinle dinle.
  2. Anlamlı sorular sor – Soru sormaktan korkma, gelişim orada başlar.
  3. Kendini tanı – Dış dünyayı anlamadan önce iç dünyanı tanı.
  4. Teknolojiyi etik kullan – Kod yazarken sorumluluğunu da yaz.
  5. Merakını yitirme – Merak, ilerlemenin ilk adımıdır.
  6. Duygularını ifade etmekten korkma – Çünkü insan olmak budur.
  7. Fikir ayrılığına tahammül et – Zenginlik farklılıktadır.
  8. Değer üret – Yaptığın iş, bir sorunu çözsün, birine iyi gelsin.
  9. Takım ol – Birlikte üretmeyi öğren.
  10. Ve en önemlisi: İyi insan olmayı hiçbir zaman unutma.

Sevgili gençler; “Siz, geleceğin insanı olmaya hazır mısınız?”

Ben inanıyorum ki ülkemin gençleri, yani sizler sadece iyi meslek sahibi olmayacaksınız.
Sizler, iyi kalpli teknoloji uzmanları, güvenilir takım arkadaşları, samimi liderler, insanlık için çalışan yazılımcılar olacaksınız. Çünkü artık dünya bilgiye değil, anlama, bağ kurmaya ve iyiliğe aç ve hep böyle olacak. Ve unutmayın: “Teknoloji hızla gelişiyor. Ama samimiyette hâlâ deva ediyor.
Ve geleceği şekillendirecek olanlar; sadece kod yazabilenler değil, aynı zamanda kalbe dokunanlar olacak.”

Özetle:

Yürek derinliğini koruyan, duygularıyla teması olan insan, ahlaki değerlerini teknolojiyle birlikte taşıyabilen insan, iletişimi bir araç değil, anlam inşası olarak gören insan, mahremiyeti, güveni ve samimiyeti dijital ortama taşıyabilen insan, kendi kültür kökleriyle barışık ve farkındalığı yüksek insan, geleceğin insanı olacaktır.

Bugün sizlere bir sıfat değil, bir soru bırakıyorum: “Sen, geleceğin insanı olmaya hazır mısın?” Ben inanıyorum: bu ülkenin gençleri sadece kendileri için değil, insanlık için de bir umut olacak. “Geleceğin İnsanı” ifadesi hem vizyoner hem de ilham verici bir çağrışım taşıyor. Özellikle gençlerle yapılacak bir söyleşide, onları düşündürmeye ve kendilerini inşa etmeye sevk eden güçlü bir çerçeve sunar.

Neden daha etkili?

  • Hayal kurdurur
  • Kendini sorgulatır
  • Bir yolculuk duygusu uyandırır
  • “Yeni dünya” hâlihazırda yaşanıyor, ama “gelecek” kişisel bir meydan okumadır.

Yorum bırakın

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑